11 Mart 2013
Elime geçen bir Yargıtay içtihadından öğrendiğime göre yüzlerce insan hiçbir hukuksal karşılığı olmadan 15-20 yıldır mahpushanelerde tutsak tutuldular. Bu durumu daha önce kamuoyu ile paylaşmama rağmen kişisel bir mesele gibi anlaşılarak görülmek istenmedi. Oysa ortaya çıkan belgede insanların hayatı üzerinde 15-20 yıldır dans ediliyor. Cezaevi hücrelerinde insanlar insanlık dışı bir yaşamı yaşıyorlar. Bütün temel insan haklarından yoksun, zorbalığın zoru altında, insan kalmaya uğraşan bütün bu tutsaklara sahip çıkılmalıdır. Yaşanan bu hukuksuzluğun öyle hafife, basite bir tarafı yoktur. Hukuksuzluk karşısında herkes ses vermeli! Herkes bu garabet karşısında söz söylemeli! Eğer bir ülkede hukuksuzluk hukuk olarak kullanılmaya başlanmışsa ise, o herkesi hukuksuzluk girdabı içine çekmekten de çekinmez olur! Bu bağlamda bütün hukukçuların, aydınların, yazarların, sanatçıların… Söz söylemesi gereken herkesin bu hukuksuzluğa dur deme haklarının kullanılması elzem hale gelmiştir. Hukuk’a, Adalet’e herkesin ihtiyacı var! O nedenle bu içtihat kararının hesabının Adalet Bakanlığı ve diğer yetkililerden sorulması gerekir. Çünkü Adalet denilen şey insana dairdir. Yargılananlarda insandır.
Çünkü lafla değil gerçekten demokratikleşmek için hukuk devleti olmaya ihtiyaç var. Yasalar önünde eşitliğin gerçek anlamıyla uygulanması gerekir. İnsanları yargılarken, yasa uygulayanların benim bu yönetmelikten, şu yasadan, mahkeme kararlarından, içtihatlardan haberim yoktu deme hakları olmadığını hepimiz bilmeliyiz. İnsan kimliğimizin bütün kimliklerin üzerinde olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Onun için söz söyleme sırası ben insanım diyenlerindir. Herkes öldüren hukuk yönetimine, kuralına karşı sözünü esirgememelidir. Yarın o girdaba kimi çekip boğacakları hiç belli değil çünkü…
Saygılarımla,
Tahir CANAN
Bandırma M Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu
- 3 gösterim