Korona virüsü bizi teğet geçti oğlumla yine buralardayız...

"Sevgili Adil, korona virüsü bizi teğet geçti oğlumla yine buralardayız. Aren için hijyenimize daha çok dikkat ediyorum. “Özgürlüğün Sesi” sergisini açamadan virüsten dolayı ertelemişsiniz ne yapalım sizler iyi olun da sonra yapılsa da olur. Umarım bu hastalık biter de kaldığımız yerden devam edersiniz."

Yıldız Sönmez

Kampüs Kadın Kapalı Hapishane C.T.3

TARSUS/MERSİN

***

04.05.2020

Sevgili Adil Merhaba,

Geçen bu zorlu süreçte umarım iyisindir. Yaşamını yitiren bunca insan varken ne kadar iyi olunabilinirse ben de iyiyim. Korona virüs birçok insanı yaşamından etti, şaka gibi geliyor. Dünyanın dört bir yanından verilen ölüm oranları okudukça şaka olmadığını her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Ve bu salgının yaşamımızı uzun süre etkilemeye devam edecek gibi. Umalım ki en kısa sürede dünyanın her köşesinde oturan insanlar bundan kurtulur. Yaşamın önemini iyi anlamalarını ve doğaya karşı yıkıcı değil de yapıcı bir yolla gidilmesini anlamışlardır.

İnsan türü kendine en büyük zararı doğayı hor kullanarak vermiştir. Tabi bu insan kesimi genelde doğayı sömüren, talan eden taraftır. Ki bu süreçte insanlar can mücadelesi verirken olayı fırsat sanıp el altından talana devam ettiklerini üzücü bir şekilde okuyorum.

Bunlar daha iyi günler gibi bakalım yarınlarımız nasıl olacak.

Burada korona virüsüne dair bir problem olmadığını biliyorum. Haftada bir veya iki defa her taraf dezenfekte ediliyor. Personel eldiven, maske kullanıyor, dikkat ediliyor gibi. Ama dışarıda olduğu gibi corona fiyatları etkiledi her şey bir haftada pahalılaştı. Yan tarafımda elli altı yaşında iki kadın var, sebze olarak sadece domates, salatalık, soğan, sarımsak geliyor. İki kadında sarımsak yazmıştı ve fişi görünce şoka girdiler. Dokuz lira olan sarımsak elliye çıkmış. Tabi ağlanacak duruma güldük birlikte :) Diğer ürünlerde iki katı olmuş.

Sevgili Adil, korona virüsü bizi teğet geçti oğlumla yine buralardayız. Aren için hijyenimize daha çok dikkat ediyorum. “Özgürlüğün Sesi” sergisini açamadan virüsten dolayı ertelemişsiniz ne yapalım sizler iyi olun da sonra yapılsa da olur. Sonbaharda ikinci dalganın olabileceğinden bahsediyorlar bilim insanları tarafından. Umarım bu hastalık biter de kaldığımız yerden devam edersiniz.

Şimdilik hoşçakalın. Kendinize iyi bakın.

Yıldız

AREN ANNESİNE VE BABASINA YARDIM EDİYOR

Günışığı tüm görkemiyle ortalığı aydınlatmaya başlamıştı. Kuşlar sanki doğaya bütün neşeleriyle koro halinde müzik ziyafeti veriyorlardı. Aren mışıl mışıl uyumaya devam ediyordu.

Annesi yavaşça küçüğünün yanına yaklaşmış, gülümseyerek seyretmiş o güzelliği, uyandırmak istememiş önce ama bugün yapacakları işleri varmış ve Aren’de yardım edeceğini “anneciğim ben kocaman oldum iş yapabilirim” demişti. Uyandırmaya karar verdi.

Küçüğüm, uyan artık, sabah oldu kuşlar sana sesleniyor, diyerek gülümsemiş.

Aren yavaşça o güzel gözlerini aralamış, anneciğine kocaman bir öpücük verip günaydın, sonra da teker teker oyuncaklarına ve seslenen kuşlara günaydın demiş.

Elini yüzünü yıkamış. Babası çok güzel kahvaltı hazırlamış, hep birlikte kahvaltı yapmışlar. Kahvaltıda iş bölümü yapılmış ve hep beraber masayı toparlayıp işe koyulmuşlar.

Babası bir tane temizlik bezi vermiş Aren’e bir tanede kendine almış. Evet camlardan başlayalım ne dersin diye sormuş ama Aren’nin yüzü asılmış ama baba orası yüksek ben temizleyemem ki.

Babası, o zaman sen alçak yerleri yani masayı, dolapları elinin yetiştiği alanları sil, ben de yüksek yerleri demiş.

Aren’nin yüzü gülmeye başlamış şimdi oldu ve böylece baba nerenin yüksek nerenin alçak olduğunu öğreneceğim. Sonra eline ıslak bezi almış silmeye başlamış, ıslak bezle sildiği yerlerin ıslak kaldığını fark etmiş o sırada annesi gelmiş.

Anneciğim sildiğim yerler ıslak kalıyor, annesi o zaman ne yapmamız gerekiyor bir fikrin var mı diye sormuş. Aren gülerek tabi ki kuru bez almam gerek. Üçü birlikte gülmeye başlamış, aferin küçüğümüze demişler.

Herkes üzerine düşen işi yapmış. Aferin Aren, tertemiz yaptık evi. Bize yardım ettiğin için teşekkür ederiz. Bir ödülü hak ettin, diyerek gülümsemiş annesi. Babası elindeki hediyeyi açınca bir masak kitabı olduğunu görmüş, daha çok sevinmiş.

Artık annesinin ve babasının anlatıp, okuyacağı bir kitabı daha olmuş.

Annesi de sadece bu değil birer dondurma yemeği hak ettik değil mi?

Aren ellerini çırparak “yaşasın evet” demiş. Koşarak dondurmaları getirmiş, birlikte neşe içinde dondurmalarını yemişler. Aren bugün çok mutlu olmuş, yardımlaşmanın ve üzerine düşen sorumluluğun önemini anlamış.

  • Oğlum için masal yazmaya çalışıyorum :)

Yıldız Sönmez

Kampüs Kadın Kapalı Hapüshanesi

C.T.3

TARSUS/MERSİN