Zamanın Boşluğunda Biz

16 Mart 2019

Saat sabahın beşi ve ben yatakta değilim, penceremde muhteşem bir görüntü, hilalin böyle güzel olduğunu bilmezdim. Sokaktaki her bir evin ışıkları kapalı herkes derin bir uykuda Her şey bu kadar huzurlu olabilse keke, sorunsuz bu an gibi olsa. Hala gözlerim hilalde genelde dolunayın görkemini bilirler nice aşklara şahitlik etmiştir, birbirlerine sarf edilen sevda sözleri.

Ama şuan bu görüntüyü ve sakinliği değişmem, karanlığın içinde böyle güzel, karanlığa meydan okurcasına güzelliğini sergiliyor. Ve Gözlerimi bu karanlığın içinde yalnızlığıma ortak olan bu görüntüden alamıyorum. Ta ki günışığına karşı gelmeden yavaş yavaş kaybolana dek. Bunu herkesin yaşaması gerek, bundan mahrum kalınmamalı.
Benim bu sürede aklımda senle yaşadığımız anılar geçti aklımdan sen geçtin. Kanadından yara almış uçamayan bir kuşun acısı gibi. Kapattım gözlerimi yaşadığımız her anı tekrar tekrar yaşayabilmek için. Gerçek dünyadan uzaklaşıp hayal dünyasında her şeyi en baştan yaşayabilmek tekrar.

Saçma bulduğun, aldırmadığın her an, en küçük detaylar… Seninle mi kurdum yaşamı, sadece sen mi vardın bende? İnsan severken neden kimyası yeni baştan var olur. Öncesi yokmuş da yeniden anne rahminden çıkmış gibi her şeye sıfırdan başlamak.

Nasıl da uzağız birbirimize, birbirimizin acılarına, sevinçlerine. Yeni baştan başlasak tekrar. Zaman geçiyor ve geçen zamanda bizim ömrümüzden gidiyor.

Nasıl başladık seninle ve nasıl birden bir dönemece girdik. Girdiğimiz bu dönemeçte biz kaldık mı yoksa giden sadece zamanın kendisi mi? Bana yeniden nefes almayı öğret, kendini tanıt; sevdayı yenide. Tüm bildiklerimi unuttum, bir yerlerde kaldı. Aramıza giren bu zamanda, birbirimizden ayrı anılarımız artıyor; sen farklı yolculuklarda ben ayrı yerlerde. Bu kadar uzakken mi yakınsın bana yoksa hep yakınımda mıydın?

Yanımda olmayıp da ‘’ Nasılsın ‘ sorusu gibi gibi saçma bir hayat içerisindeyiz. Sevda dediğimiz duygu insanları bu kadar mı kendinden alır farklı duygulara sürgün eder.

Karşımdaki bu görkemli görüntünün bütün acılarımı alıp beni yeniden yaratması, sonra olacakları tekrar baştan yaşamak. Nefes alabilecek miyim içim acımadan, ürpermeden. Ne kadar da acımasız zamanın böyle akıp gitmesi. Her köşe başında yalnızlığı yaşayanlar tutunamadan akıp gidiyor, geriye dönüp bakmadan.

Her şeyi yitirdik, çirkinleşen bu hayatta…

Yeniden inanmak, çocukluğumdaki o masumluğa geri dönmek ve sadece kırılan, kaybolan oyuncağıma ağlamak istiyorum. Her şey bu karanlığın ürkütücü sessizliği gibi soğudu, sokakta çocukların top peşinden koşarken ki sıcak gülümsemelerine hasret kaldım.

Sen bu yaşamda, bu anlarda nerede, kimlesin, aklında neler var, neleri kimleri düşünüyorsun?

Bilinmezliğe doğru çıktığın yolculuğunun neresindesin, neleri yaşayıp, kimleri tanıyıp yoluna devam ediyorsun.

Küçüğüm
Sen benim şiirim
Her satırda tadına yeniden vardığım
Şiirime ilham veren
Uçsuz bucaksız gök mavisi gibi.
Yaşam sen oluyorsun, nefes sen.
Yarım bıraktığım boşlukları doldurarak geldin.
Acılarımı unutturup merhaba dedin.
Karanlığımın içindeki küçük ateş böceğimsin.
O minik tombul ellerinle dokunup baba
Gülmeyi hatırlattın yenide.
Geçmişin karanlığını bıraktırıp.
Geleceğe umut oldun küçüğüm.
***
YILDIZ SÖNMEZ
KAMPÜS KADIN KAPALI HAPİSHANE
ALİFAKİ MAH. ALİFAKİ SOK. NO:246AD B-7
TARSUS - MERSİN