Zeynep Avcı yazdı: "Hapishanede tasarruf tedbirleri: Temizlik malzemeleri ile hijyen pedi de veriliyordu, artık verilmiyor"
YASAKLAR, ZAMLARLA AT BAŞI GİDİYOR
YASAKLAR, ZAMLARLA AT BAŞI GİDİYOR
"Örneğin okuduğunuz bir dergideki edebi yazıları mektup formatına dönüştürerek içerideki herhangi bir cana yollarsanız makbule geçecektir. En azından yazılan çizilenlerden bizleri de haberdar edersiniz. Çiçek açan, şiir olan nameler can suyudur, biline. Dilerim ve umarım ki meramımı kaç zamandır mektup yazmayanlara iletebilmişimdir. "
Ayhan KAVAK Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi B-1. Kat-18. Oda
Ereğli/KONYA
NEDEN MEKTUP BEKLİYORUZ
Kadın Yaşam Özgürlük-I
Varlık Yokluk Meselesi
ENGİN BULUT’TAN YENİ YIL DENEMELERİ
Zaman hastane koridorlarında çok yavaş, doktorun odasında ışın hızıyla geçiyor…
Asgari ücretle çalışmakla yaşamak arasında çok fark var. Asgari ücretle çalışıp emeğinin karşılığını-hakkın olanı almakla, kendini avutmanın arasında da çok fark var…
Evdeki çekyatı ısınmak için kırıp yaktım, yatma vakti gelince anladım ki, üşümek daha güzelmiş…
İnsan sıyrılamıyor lavabodan, tuvalet kağıdına gelen zamlarla alakası yoktur…
Fotoğraf makinesi+ Kalem+ Haber+ Hapis=Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü Yılı
… 18. ve 19. yüzyıl kurmaca eserlerini okuyarak büyümüş olanlarımızın “her şeyi bilme” denen şeyle hiçbir sorunu yoktur. Ben buna “yazarın bakış açısı” diyorum çünkü “her şeyi bilme” tabiri –her şeyi bilen bir yazar fikri- çoğu zaman yargılayıcı bir tonda kullanılıyor, sanki kötü bir şeymiş gibi. Ama nihayetinde yazar gerçekten de bütün bu karakterlerin yazarıdır, yaratıcısıdır, hepsini icat eden kişidir. Aslında dürüst olursak bütün karakterler yazarın ta kendisidir.
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17 Tarsus/MERSİN
İÇERDEN BAKAN GÖZLER
Ergin Doğru
(Önceki Bölüm: Duvar Yazısı, Edebiyat Kayıntısı I)
Madde 11: Don Kişot’un yazılmasından çok sonra, M.S. 1650’lere doğru edebiyat, güzel yazı yazma anlamında kullanılageldi. Belagatı kuvvetli imgesel yazılar dominant hale geldi. Neticede edebiyat dilin biçimselliği ve verili sosyal aura içerisinde kalınmış yazımsal kompozisyonlar olarak algılandı. Bu durum 17. yüzyılın sonunda etkisini kaybetse de sanat ve edebiyatta damgasını vuran klasik değerler olacaktı.
Örneklerine çokça karşılaşılsa da kişiye has özellikler/özgünlükler barındırdığından kaç zamandır ben de bir şeyler yazmaya başladım. Okumalardan ve kitaplardan devşirdiğim kimi anekdotları maddeler halinde yazmaya koyuldum. Kim bilir dipnotlarda kalan edebi pasajları bu vesileyle sizlere ulaştırmak istedim. Dilerim ilginizi çeker…
7 Aralık 2019
<<Toprağın koynunda bile yan yana olmak bizim için yüksek bir değerdir>>
Neden diye sormayacağım, çünkü ruhum hapishanelere sığmıyor. Ruhumu hiç bir yere sığdıramıyorum. Bu hakikat ortadayken bile toprağın koynuna sığacağıma sanmıyorum. Toprak dar gelir. Sığamam toprağın koynuna.
Toprak ağır.
Duvarlar soğuk.
Sular kurşun kadar ağır.
Özlemler ise büyük.
Yani topraktan gelerek gecenin kalbine akarak, gecenin yatıştırıcı, uslu sessizliği ile birlikte bir sonsuzluk içinde kalmayı yeğlemek daha iyi.
14 Temmuz 2019
Derinden
Siz hiç derinden bir nefes alırken ciğerlerinizin parçalanacağını hissettiniz mi, ben hissettim, gerçek yaşama doğru adımlarken yani annemin rahminden çıktığım anda. Ama içinde bulunduğum dar alandan, kocaman bir alana gelmek çok güzel bir duyguydu.
Yeni bir dünya, kalabalık bir topluluk, düşündüğümde daha farklı bir dünya burası, hiç değilse artık göbek bağımın mesafesinden daha geniş bir mesafeye emekleyebiliyorum.