Deneme/Makale/Yazı

"Zamanı sevmek nasıl bir anlam, nasıl bir bilinç ve nasıl bir hakikat oluşturuyor?"

ZAMANI SEVMEK

Daracık hücremde, her sabah olduğu gibi yine diğer hücrelerde kalan hevallerden birinin, çok canlı ve zinde “Roj baş hevalno, roj baş” sesiyle erkenden uyanıyorum. Beş adımlık hücremde bir yandan yatağımı düzeltirken, bir yandan da hevalimin “Roj baş hevalno” deyişindeki, seslenişindeki o büyük, sıcacık duygusunu hemen fark ediyorum.

Kemal Demirbaş yazdı: "Demokratik uygarlığımızın yaratıcı, oluşturucu, geliştirici ölümsüz, özgürlük abideleri"

Neolitik paradigmanın, doğal toplumun yaratıcısı ve inşacısı ana tanrıça kadını Star’lardan, kurnaz ve gaspçı erkek iktidarı Enki’lerin el koyduğu, doğal toplumun özgürlük ve yaratım yasalarını, ME’lerini, tekrar alma mücadelesi yürüten İştar’lara, Zerdüşt bilgeliğinden, Hallacı Mansur’lara, Pir Sultan’lara, Şeyh Bedrettin’lere, Mevlana ve Şems’lere, Babek’lerden, Marks’lara, Roza’lara, Clara’lara, Mahir’lerden, Deniz’lere, Hakilere, Mazlum’lara, Kemal’lere, Sara’lara ve Güneş’e dek; Demokratik uygarlığımızın yaratıcı, oluşturucu, geliştirici ölümsüz, özgürlük abideleridir

Tutsak yazar Engin Bulut'tan Aforizmalar: "“SEVGİ ÖZGÜRLÜKTÜR. SEVGİ EGOYU YIKAN TEK EYLEMDİR.”

"ENGİN BİR DÜNYA AÇILIYOR ÖNÜMDE;

              SONRA YOLDA KAN KIZILI GELİNCİKLERLE

                            SONSUZLUKLA KESİŞECEK UFUK…

Engin BULUT F Tipi Hapishane C-102 Kürkçüler/ADANA

                           ***

NEDEN MEKTUP BEKLİYORUZ

"Örneğin okuduğunuz bir dergideki edebi yazıları mektup formatına dönüştürerek içerideki herhangi bir cana yollarsanız makbule geçecektir. En azından yazılan çizilenlerden bizleri de haberdar edersiniz. Çiçek açan, şiir olan nameler can suyudur, biline. Dilerim ve umarım ki meramımı kaç zamandır mektup yazmayanlara iletebilmişimdir. "

Ayhan KAVAK Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi B-1. Kat-18. Oda

Ereğli/KONYA

NEDEN MEKTUP BEKLİYORUZ

"Artık, aklım kalbim kadar yormuyor bedenimi…"

ENGİN BULUT’TAN YENİ YIL DENEMELERİ

Zaman hastane koridorlarında çok yavaş, doktorun odasında ışın hızıyla geçiyor…

Asgari ücretle çalışmakla yaşamak arasında çok fark var. Asgari ücretle çalışıp emeğinin karşılığını-hakkın olanı almakla, kendini avutmanın arasında da çok fark var…

Evdeki çekyatı ısınmak için kırıp yaktım, yatma vakti gelince anladım ki, üşümek daha güzelmiş…

İnsan sıyrılamıyor lavabodan, tuvalet kağıdına gelen zamlarla alakası yoktur…

Fotoğraf makinesi+ Kalem+ Haber+ Hapis=Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü Yılı

Duvar Yazısı Edebiyat Kayıntısı XXII

… 18. ve 19. yüzyıl kurmaca eserlerini okuyarak büyümüş olanlarımızın “her şeyi bilme” denen şeyle hiçbir sorunu yoktur. Ben buna “yazarın bakış açısı” diyorum çünkü “her şeyi bilme” tabiri –her şeyi bilen bir yazar fikri- çoğu zaman yargılayıcı bir tonda kullanılıyor, sanki kötü bir şeymiş gibi. Ama nihayetinde yazar gerçekten de bütün bu karakterlerin yazarıdır, yaratıcısıdır, hepsini icat eden kişidir. Aslında dürüst olursak bütün karakterler yazarın ta kendisidir.

Ayhan KAVAK

2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17 Tarsus/MERSİN

Duvar Yazısı, Edebiyat Kayıntısı II

(Önceki Bölüm: Duvar Yazısı, Edebiyat Kayıntısı I)

Madde 11: Don Kişot’un yazılmasından çok sonra, M.S. 1650’lere doğru edebiyat, güzel yazı yazma anlamında kullanılageldi. Belagatı kuvvetli imgesel yazılar dominant hale geldi. Neticede edebiyat dilin biçimselliği ve verili sosyal aura içerisinde kalınmış yazımsal kompozisyonlar olarak algılandı. Bu durum 17. yüzyılın sonunda etkisini kaybetse de sanat ve edebiyatta damgasını vuran klasik değerler olacaktı.