Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı dava Sincan Cezaevi Adliyesi’nde görülmeye başlandı.
HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı dava Sincan Cezaevi Adliyesi’nde görülmeye başlandı. Katılımın oldukça yoğun olduğu davada çok sayıda kişi cezaevi kapısında bekletiliyor. HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı dava Sincan Cezaevi Adliyesi’nde görülmeye başlandı. 12-14 Aralık tarihleri arasında 3 gün sürecek olan davanın ilk gününde çok sayıda kişi davayı izleyebilmek için Sincan Cezaevi Adliyesi’ne geldi.
Katılımın oldukça yoğun olduğu davayı takip edebilmek için uluslararası alandan çok sayıda siyasetçi ve gazeteci de Sincan Cezaevi’ne geldi. Şu ana kadar avukatlar, gazeteciler ve milletvekilleri içeri alınırken davaya katılmak isteyen çok sayıda vatandaş salonun dolu olduğu gerekçesiyle cezaevi önünde uzun süredir bekletiliyor. İsveç Parlementosu’ndan gelen heyet de uzun süre kapıda bekletildikten sonra duruşma salonuna alındı.
SAVUNMASINA KÜRTÇE BAŞLADI
Kimlik tespitleri ardından Demirtaş savunmasına anadilin önemine dikkat çekmek için Kürtçe başladı. Demirtaş, ilk olarak açlık grevinin 35'inci gününde olan DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'i selamladı ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınadığını vurguladı. Demirtaş'ın savunmasına öne çıkan bölümler şunlar:
"Beni sahte bir Twitter hesabından atılan tweetlere dayanarak tutukladınız. Üstelik bu deliller bugün cemaat üyesi olmakla suçlanan kişiler tarafından hazırlandı ve siz bunlara dayanarak beni tutukladınız. 24 Haziran’da düzenlenen seçimde cumhurbaşkanı adayı olmama rağmen tahliye talebimi reddettiniz. AKP seçimi kazansın diye beni içeride tuttunuz. Bir hücrede seçim çalışması yürüttüm ve buna siz sebep oldunuz. Ben içeride olduğum için AKP seçimleri kazandı. Heyet olarak tutukluluğun devamı kararlarınızla AKP’ye açık destek sundunuz. Ben sizden ne adli kontrol ne tahliye talep ettim. Kovsanız da kaçmam. Edirne’den atsanız da geri dönerim. Siz beni yargı arenasına attınız. Resmen aslanlar parçalasın diye. Ama partimin de halkımın da avukatlarımın da desteğiyle buradayım.
‘TARAF OLAN BİR KURUMDAN GÖRÜŞ İSTEYEREK ALENEN TARAF TUTTUNUZ’
Adalet Bakanlığı’na ‘biz bu AİHM kararını ne yapalım’ diye sormuşsunuz. Adalet Bakanlığı kim? Benim AİHM’de karşı tarafım. ‘AİHM kararı ne zaman kesinleşmiş?’ Bu kadar hukuk bilginiz vardır herhalde sayın hakim. AİHM’in aldığı karardan sonra tahliye talep ettik, siz hükümetin tavrını görmeyi beklediniz. Tahliye talebimizi reddettiğiniz kararınızın gerekçesi AKP’nin hazırlamış olduğu AİHM kararı hakkındaki rapor ile aynı. Bari gerekçelerinizin farklı yazsaydınız, daha saygın olurdu. Mahkeme heyetine, tahliye talebimi incelerken, AİHM kararı kesinleşti mi diye Adalet Bakanlığı’ndan görüş istediniz. Adalet Bakanlığı hükümeti AİHM’nde temsil eden kurumdur, yani taraftır. Siz davamda taraf olan bir kurumdan görüş isteyerek alenen taraf tuttunuz.
AİHM kararı için Adalet Bakanlığı’ndan görüş istediniz. Adalet Bakanlığı AİHM yargılamasında karşı taraftır. Siz dosyadaki tarafa ‘ne diyorsunuz uygulayalım mı bu kararı’ dediniz. AİHM kararlarının nasıl uygulanacağını bilmiyorsanız nasıl hakim oldunuz?
'SİZDEN TAHLİYE TALEP ETMEDİM, ETMİYORUM DA'
Sizden hiç tahliye talep etmedim. Şimdi de etmiyorum. Burada 90 yaşıma gelsem, ağzımda diş kalmasa da yine sizden tahliye talep etmeyeceğim. Siz beni kendi iradenizle tutuklamadınız ki tahliye edebilesiniz. Ben burada tutuklu değilim, bir siyasi rehineyim. Ben bir siyasi rehineyim ve siyasi rehineler tahliye talep etmezler. İstanbul İstinaf Mahkemesi bütün dünyanın gözü önünde hiç utanmadan usule, yasaya, her şeye aykırı olan bu kararı onadı. Karar veren hakimlerden biri de AKP’li eski avukat. Hakim olduktan sonra jet hızıyla istinaf hakimi oldu.
İstinaf Mahkemesi benim kararımı onadığı esnada Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Recep Tayyip Erdoğan’la fotoğraf veriyordu. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Yine diyorum krala yaslanan düşer."
'AİHM KARARINA UYULSUN, SEÇİLMİŞLER SERBEST BIRAKILSIN'
Dava öncesi HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, aydınlar ve akademisyenler ile dün düzenledikleri ortak basın toplantısıyla duruşmaya çağrıda yaptı. HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı davaya çağrı yapan aydın ve akademisyenler, "Demirtaş eninde sonunda çıkacak" dedi.
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, AİHM'nin Demirtaş kararında Türkiye için ilk defa siyasi gerekçelerle tutuklama olarak ihlal kararı verildiğini söyledi. Türkiye'deki bütün tutuklamaların siyasi nedenlerde yapıldığını belirten Kertestecioğlu, “İstinaf mahkemesi de hemen verilmiş olan kararı onayarak 4 yıl 8 ay verdi. Öyle ki 5 yıl olsaydı biz Yargıtay'a gidebilecektik. Tutukluluk tedbirdir lafı, esas haline gelmiştir. Bir korku tüneli yaratılmaya çalışılıyor. Selahattin Demirtaş'ın söyleyeceklerini hepimiz merak ediyoruz. Bütçe görüşmelerinde bile en çok Selahattin Demirtaş ve tutuklu HDP'li vekiller konuşuldu” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
'DEĞİŞİM UMUDU VERDİĞİ İÇİN REHİN'
KHK ile işinden ihraç edilen Sosyolog Veli Saçılık, Demirtaş ve Yüksekdağ'ın tutukluluk halini “Gayrinizami hukuk” olarak nitelendirdi. Kürt halkına, devrimcilere yöneltilen suçların yargı tarafından ayrı bir kesede değerlendirildiğini belirten Saçılık, “Demirtaş eninde sonunda çıkacak ve bu kararı verenler yargılanacaklar” dedi.
Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, bu meselenin kaynağında siyasi bir karar olduğunu ifade etti. "Önemli olan milletvekili dokunulmazlığının nasıl kaldırıldığı" diyen Demirkent, bugün Türkiye'de düşman hukuku olduğu için değişim umudu veren Demirtaş'ın rehin tutulduğunu söyledi.
Şair Ahmet Telli ise iktidarın bugünü ele geçirebileceğini fakat yarının Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının olacağını ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)
Kaynak: Evrensel Gazetesi
- 6 gösterim