Zeynep Kuray cezaevinden gazeteciliğe devam ediyor.
Bakırköy kadın kapalı cezaevinde siyahi tutukluların uğradığı ayrımcılık skandal boyutlara ulaştı.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki siyahi tutukluların uğradığı ayrımcılık skandal boyutlara ulaştı. Siyahi kadın tutuklular sadece belirli işlerde çalıştırıldığı gibi bunun karşılığında ücretleri de ödenmiyor.
Başbakan Erdoğan Somalililerle birlikte şefkatli pozlar verip oraya yardım göndere dursun, yangın yerine dönen Türkiye cezaevlerinde özellikle Afrikalıların tabi tutulduğu ırkçı ve ayrımcı uygulamalar yardımseverliğin sadece kameraların karşısında sergilenen bir gösteriş olduğunu gözler önüne serdi.
Yabancı düşmanlığının en somut örneklerinden biri de Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde Kenyalı Nancy Wanjiku Munyoia’nın yaşadıkları. Uyuşturucu bulundurmaktan 1 senedir cezaevinin B-14 koğuşunda tutuklu bulunan Nancy W. Munyoia, siyah olduğu için hem bazı adli tutuklu ve hükümlülerin ırkçı saldırılarına, hem de cezaevi yönetiminin ayrımcı politikalarına maruz kalanlardan sadece biri.
SİYAHLARIN MUTFAKTA ÇALIŞMASI YASAK
Cezaevinde temel ihtiyaçlarını karşılamak için mutfak bölümünde çalışmak talebiyle dilekçe verdiğini ancak her seferinde bu talebinin reddedildiğini belirten Nancy, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Yabancılardan oluşan koğuşumuzda beyazlar mutfakta çalışırken, benim bir türlü alınmamamın sebebini öğrenmek için bir fırsatını bulup konuyu mutfak görevlisine sordum. Meğerse mutfakta çalıştırılmama nedenim, siyah olmammış. Mutfaktaki erkek bölüm sorumlusu, ‘Burada siyah istemiyoruz’ diyerek beni rencide etti. Sonra araştırdığımda ise hiçbir siyahın mutfakta çalıştırılmamasının bir tesadüf olmadığını anladım. Mutfak bölümünde çalışmak için başvuran siyah kadınlardan hiçbiri kabul edilmemiş. Bizlere sanki hastalıklıymışız gibi davranıyorlar.
BİZE REVA GÖRÜLEN BEDAVA ÇÖP TOPLAMAKMIŞ!
“Daha sonra çöp toplama ve temizlik işine alındım, ancak 4 aydır her sabah tüm koğuşların çöplerini toplamama ve koridorlarda genel temizlikte çalışmama rağmen cezaevi yönetimi tarafından tek kuruş ödenmedi. Defalarca ücret talebiyle cezaevi müdürüne dilekçe yazdım ama hiç cevap alamadım. Sonradan görüşmelere gittiğimde kadın müdire, ‘Tamam, tamam, vereceğiz’ diyerek her seferinde başından savdı. Anlaşılan bize reva görülen bedava çöp toplamakmış. Ailem burada olmadığı, konsolosluk da yardım etmediği için temel ihtiyaçlarım olan sabun, şampuan, diş macunu ve fırçası, pet bile alamıyorum. Talep ettiğimde cezaevi yönetimi sadece regl döneminde 3 adet pet veriyor. Çok zor durumdayım.”
“SİYAHİ OLMAK SUÇ MU?”
Mağdur olan diğer bir Afrikalı da 8 aylık hamile olan Ugandalı Mamawejje Cissy. Hiçbiralakası olmadığı halde sırf kız kardeşinin üzerinde uyuşturucu bulunduğu için 9 Ağustos 2012’den beri tutuklu. Karnı burnunda olduğu için çalışamayan Mamawejje doğum yapmaya hazırlanıyor. Türkçe bilmediği için kimseye derdini anlatamadığını belirten Mamawejje, “İhtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz, rengimizden dolayı hor görülüyoruz. Siyahi olmak suç mu? Suçmuş gibi davranıyorlar. Çok kötü durumdayız, bir sabuna muhtacız. Sesimizi kimselere duyuramıyoruz” diye sitem etti.
BAĞIŞLAR NEREYE GİDİYOR?
İstanbul’un içinde bulunan Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine çeşitli şahsiyet, kurum ve dernekler tarafından dönem dönem maddi (para, eşya, vb) yardım ve bağışların yapıldığı biliniyor. Özellikle ihtiyacı olan tutuklu ve hükümlülere eşit şekilde dağıtılması gereken bu bağışlar nereye gidiyor? Cezaevinde ailelerinden ve ülkelerinden uzak, yabancı uyruklu kadınlara dahi verilmiyorsa kimlere veriliyor?
Kaynak: ANF
- 11 gösterim