Kemal Demirbaş

"Zamanı sevmek nasıl bir anlam, nasıl bir bilinç ve nasıl bir hakikat oluşturuyor?"

ZAMANI SEVMEK

Daracık hücremde, her sabah olduğu gibi yine diğer hücrelerde kalan hevallerden birinin, çok canlı ve zinde “Roj baş hevalno, roj baş” sesiyle erkenden uyanıyorum. Beş adımlık hücremde bir yandan yatağımı düzeltirken, bir yandan da hevalimin “Roj baş hevalno” deyişindeki, seslenişindeki o büyük, sıcacık duygusunu hemen fark ediyorum.

Kemal Demirbaş yazdı: "Demokratik uygarlığımızın yaratıcı, oluşturucu, geliştirici ölümsüz, özgürlük abideleri"

Neolitik paradigmanın, doğal toplumun yaratıcısı ve inşacısı ana tanrıça kadını Star’lardan, kurnaz ve gaspçı erkek iktidarı Enki’lerin el koyduğu, doğal toplumun özgürlük ve yaratım yasalarını, ME’lerini, tekrar alma mücadelesi yürüten İştar’lara, Zerdüşt bilgeliğinden, Hallacı Mansur’lara, Pir Sultan’lara, Şeyh Bedrettin’lere, Mevlana ve Şems’lere, Babek’lerden, Marks’lara, Roza’lara, Clara’lara, Mahir’lerden, Deniz’lere, Hakilere, Mazlum’lara, Kemal’lere, Sara’lara ve Güneş’e dek; Demokratik uygarlığımızın yaratıcı, oluşturucu, geliştirici ölümsüz, özgürlük abideleridir

Zindanda Ağlayan Zaman

Lakin onlar Beş bin yıllık Eril tarihleriyle geldiler 

Çocukluğunun kutsallığından Masmavi masumiyetinden 

Yüzünün özgürlük atlasından Gözlerinin nehir ışığından 

Ve varlığının yaşam aydınlığından kopmuş Üstüne üstüne geldiler

 Beyinleri kanlı uygarlık haritasıydı Yürekleri iktidar tecavüzlü 

Ve hain ve çürüktü 

Yalancı Kurnaz 

Katildiler 

Sana düşman 

Yaşama düşman 

Özgürlüğe düşman 

Bize düşmandılar 

Bir tek paraya dost idiler 

Tutsak şair yazdı. "Mapusta üretmenin en büyük, en derin özgürlük olduğunu bilirsiniz..."

20.01.2025 Sevgili Mamoste, Merhaba… Yalnızlığın yoğunlaştıran, derinleştiren, çoğaltan ve oluşturan zamanın sevgi ve yakınlığıyla sana ve tüm emekçi arkadaşlara, dostlara selam, sevgi ve hürmetler. Bu yoğunlukla sağlıklı, sıhhatli, her anlamda gayet iyi olmanı-zı yürekten diliyorum. Mamoste, son iki gönderini aldım, erkenden haberdar etmek için öncesinden bir faksla misafirliğine gelmiştim. Umarım ulaşmıştır.

Sürgüne yollanan edebiyat çalışmalarına el konulan Kemal Demirbaş'tan mektup var

“Elbistan zindanından bir grup arkadaşla bu zindana sürgün edildim. Sürgünden önce, sözde arama adı altında uğradığımız fiziki ve manevi işkence uygulamaları, zaten o dönem kamuoyuna mal olmuştu. Bu boyutundan ziyade, benim için son derece üzücü olan, şiir ve roman çalışmalarımdan oluşan beş adet dosya defterime, yine günlük ve denemelerimden oluşan ajandalarıma el koyulması ve başvurularıma rağmen tarafıma iade edilmemiş olmaları oldu.”

Kemal DEMİRBAŞ