Resul Kocatürk

Hasta Tutsak Resul Kocatürk Darbe ve OHAL'i İçeriden Yazdı

“Üç ay süre ile deseler de, sanki bundan sonra Olağanüstü Hal’in ‘olağanlaşarak’ yaşanacağı dönemin kapısını ardına kadar açmış oldular.

Öyle görünüyor ki, “cin lambadan çıktı” ve artık akşamdan sabaha nelerle karşılaşacağımızı kestirebilmek zor. Bir süredir içerisi ve dışarısı arasındaki çizgi epey incelmeye başlamıştı. Bu süreçle birlikte neredeyse ortadan kalktı demek yanlış olmaz sanırım. Gerçi bizler açısından değişen pek fazla bir şey de yok. Nerede olursak olalım, içerde ya da dışarda her koşul ve şart altında direnmeye devam edeceğiz.”

***

Müebbetlik Tutsak Resul Kocatürk'ten çocuklara öykü

KÜÇÜK GÜZEL BULUTTAN GÜZEL ÖYKÜ’YE SEVGİLER

Saat sekiz onbeş civarları. Çirkin demir kapının önünde sabırsızlıkla bekliyorum ki, gardiyanlar gelip dışarıdan üzerimize kapattıkları çirkin kapının asmalısından sürmelisine ve daha bilmem nesine değin üç-dört ayrı kilidini söküp kapıyı açsınlar da hemen havalandırmaya atayım kendimi!

Hasta Tutsak Resul Kocatürk Yazdı: Zindanda Açan "İsyan Çiçeği"

Sevgili Adil,

(…)

Hemen (mektubun üzerine) sağ tarafa iliştirdiğim "isyan çiçeği"ni paylaşmak istiyorum sizinle. Bu güzel çiçeğe 'isyan' ismini ben koydum. Havalandırma betonunun küçücük çatlağında büyük bir sabır ve inatla yaşama tutunarak boy verdi, uzun bir süre bir şekilde kamufle olmayı başardı.

Ne zaman ki, serpilip çiçeğe durdu ve güzelliği ile görünür olmaya başladı; işte o zaman bu güzelliğe tahammül edemeyen bir el, onu koparıp attı. O an çığlığı kulaklarımda yankılandı, adı İsyan oldu! Umarım size kadar ulaşmayı başarır.

Küçük Güzel Buluttan Güzel Öyküye Sevgiler

KÜÇÜK GÜZEL BULUTTAN GÜZEL ÖYKÜ’YE SEVGİLER

Saat sekiz onbeş civarları. Çirkin demir kapının önünde sabırsızlıkla bekliyorum ki, gardiyanlar gelip dışarıdan üzerimize kapattıkları çirkin kapının asmalısından sürmelisine ve daha bilmem nesine değin üç-dört ayrı kilidini söküp kapıyı açsınlar da hemen havalandırmaya atayım kendimi!

Giresun zindanında yatan Resul Kocatürk'ten öykü tadında bir mektup

"Genç insanın özgürlük serüveninden çiçeklerimizi sorumlu tutmuş olmalılar! yoksa niye onlara yönelsinler öyle değil mi? Ardından sazımıza, gitarımıza yöneldiler. Belli ki onların duvarlar içinde "dile gelen" farklı bir yaşam ya da yaşam kaynağı olduğunu biliyorlar! Amma lakin yağmura el koyamadılar, yaşam özüne dokunamadılar..."

22 Eylül 2013

Sevgili Adil Merhaba