Yılmaz Demir yazdı: Beş aydır ziyarete çıkamadık

10 Ekim 2016

DOĞA

Kirleniyor yaşamın doğal renkleri

İntiharı deniyor balinalar

               karaya vuruyorlar

                       topluca

Eriyor yüreğimin buzları

               Mum gibi

Kıyıma uğruyor canlıya hayat veren

               ormanlar

                   dökülüyor yapraklar...

Yama tutmuyor ozan tabakası

Kavuruyor güneş her tarafı

Çöle dönüyor yeşil bitki örtüsü

Çatlıyor toprak hüzün içinde

Sütten kesiliyor dolgun memeler

Bir illet gibi yayılıyor kanser

Cazibesini yitiriyor megakentler

Kaosu andırıyor gökyüzü...

Ganimet savaşında faniler

Tuzak örülü sokaklarda

         talana uğruyor kadınlar

Pazarlanıyor körpecik düşler

Kaygı içinde kuşlar

         konacak dal

              yuva yapacak yer arıyorlar

Suç üretiyor bu düzen

Daralıyor feleğin çemberi

Çöpten geçiniyor hayatlar

Tüm varoşlar suça yazılıyor

Kuruyor yaşam damarlarımız

Kaos döngüsünde gelecek

Tüketiyor insan

Tükeniyor hayat...

“Değerli Hevalim bir yıl içinde üç defa sürgün edildik. En son buraya getirdiler. Bu bir yıl içinde iki bin hevalin yerini değiştirdiler. Bundan Osmaniye 2 No’lu T Tipi’ne göndermiş olduğun mektup size iade edilmiş. Bu aralar zindanlar üzerindeki uygulamalar ağırlaştı. Bunu birebir takibediyorsunuz. Beş aydır buradayız ama daha ziyarete çıkamadık. Verilen disiplin cezalarının sonu gelmiyor. Açıkça zindan içinde bir zindanı yaşatma gerçeği var... Bizler herşeye karşın yaratılan değerlere sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bizim payımıza düşen her zaman direniş olmuştur.”

Yılmaz DEMİR   

M Tipi Kapalı Cezaevi A-7  

Ermenek \ KARAMAN

***

Sevgili Adil Heval Merhaba,

Uzun bir aradan sonra sizden mektup almak bizi oldukça sevindirdi. Bu aralar zindanlarda hareketlilik olduğu için Osmaniye 2 No’lu T Tipi’ne göndermiş olduğun mektup size iade edilmiş. Buna karşın mektubu buraya göndermeniz çok anlamlıdır. Sağ ol! Bu duyarlı ve sorumlu yaklaşımdan dolayı teşekkür ederim.

Değerli mektubu 5 Ekim 2016’da aldım. Mektubunu alınca sohbetimizin bir parçası oldunuz. Normal yaşamda da özellikle Sevgili Öykücüğün anılarını arkdaşlara anlatırım. Eğer bazen kulakları çınlıyorsa bilsin ki ondan sözettiğimiz içindir. Bu gece de ilk ona yazdım. Sen de biliyorsun ki, her birkaç ayda bir Sevgili Öykücüğüm ya Sevgili Adil ya da Sevgili Tülin’in “yakasına” yapışıp bize misafir olurdu.

Bu aralar onu özledik. Belki de çok yer değişikliğinden dolayı bize ulaşamıyor. Ya da bu aralar derslerinden fırsat bulamıyor...

Sevgili Adil Heval, kendi durumumuza geçmeden önce, bu aralar sen ve Sevgili Tülin nasıldır? Umarım her ikiniz ve diğer aile fertleri iyidir. Hepinize kucak dolusu selamlarımızı gönderiyorum.

Bizi soracak olursan genel anlamda iyi olmaya çalışıyoruz. Tüm arkadaşların kucak dolusu selamlarını gönderiyorum.

Bu aralar zindanlar üzerindeki uygulamalar ağırlaştı. Bunu birebir takibediyorsunuz. Beş aydır buradayız ama daha ziyarete çıkamadık. Verilen disiplin cezalarının sonu gelmiyor.

Açıkça zindan içinde bir zindanı yaşatma gerçeği var. TBMM’ye bu temelde onlarca başvuru yapılmış. Bugün Cumhuriyet Gazetesi’nde okudum. TBMM Cezaevi Komusyonu Başkanı “tekme, tokat”tan sözetmiş. Böyle düşünen bir zihniyet çözüm getiremez.

Bizler herşeye karşın yaratılan değerlere sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bizim payımıza düşen her zaman direniş olmuştur.

Sevgili Adil Hevalim, şu an 18 arkadaş kalıyoruz. Heryerin kendine göre uygulamaları var. Ama bize sıkıntı çıkaracak bir durum da yok. Birçok şey biliniyor.

Değerli Hevalim bir yıl içinde üç defa sürgün edildik. En son buraya getirdiler. Bu bir yıl içinde iki bin hevalin yerini değiştirdiler. Yani sürgün edildiler. Bundan dolayı senin Osmaniye’ye göndermiş olduğun mektup geri döndü.

Bu arada 3 kart, pul ve şiir için hem kendi adıma ve hem de tüm arkadaşlar adına teşekkür ediyorum.

Seni ve tüm aile fertlerini bir kez daha en içten duygularla kucaklıyor iyi olmanızı diliyorum.

Kendine çok iyi bak.

Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle.

Sevgi ve Saygılarımla

Yılmaz DEMİR

Not: Güney Dergisi’ne yeni adresimizi gönderdik ama hala gelmedi. Belki de yazdığım mektup ulaşmadı. Haberin olsun.