İnanılmaz Zulüm: Politik Tutukluya Kelepçeli Doğum Yaptırdılar

Radikal Sol Örgüt Üyesi suçlamasıyla tutuklanan Rabia Bıyıklı'nın mektubu hamile anneye yaşatılan inanılmaz bir vahşeti ortaya çıkardı. Anne doğum yaparken kelepçeler çıkarılmadı. Aynı uygulama yeni doğan bebeğe de yaşatıldı.

MAVİ BEBEĞİ KIRKI ÇIKMADAN ANNENİN DE DİKİŞLERİ KAPANMADAN “TABUTLUK” ADI VERİLEN RİNG ARACIYLA 450 KM UZAĞA SÜRGÜNE YOLLADILAR. HAPİSHANE DOKTORU ANNE VE BEBEĞE -MUAYENE ETMEDEN- SÜRGÜNE GÖNDERİLEBİLİR RAPORU VERDİ.

Rabia Bıyıklı'nın ekibimize yolladığı mektubu yayınlıyoruz.

***

Bebek Arin'den ve annesinden haber var

Küçüğüm

Sen benim şiirim

Her satırda tadına yeniden vardığım

Şiirime ilham veren

Uçsuz bucaksız gök mavisi gibi.

Yaşam, sen oluyorsun, nefes sen.

Yarım bıraktığım boşlukları doldurarak geldin.

Acılarımı unutturup merhaba dedin.

Karanlığımın içindeki küçük ateş böceğimsin.

O minik tombul ellerinle dokunup bana

Gülmeyi hatırlattın yeniden.

Geçmişin karanlığını bıraktırıp

Geleceğe umut oldun küçüğüm.

***

Sevgili Adil Merhaba;

Sergimizde yer alan tutsak çizer Aynur Epli Şakran Hapishanesindeki baskıları yazdı

25 Mart tarihinde çok sayıda kadın gardiyanın eşliğinde yapılan aramada çekpas fırça sapları, temizlik yapılan malzemeler, çamaşır astığımız ipler, yedek çarşaf ve nevresimler, idareden kantinden aldığımız radyo ve kulaklıklara el konuldu.

Bunlar sabah erken saatte ve çok kabaca yapılıyor.

Ayrıca  bazı özel eşyalarımız da alındı. Fular, eşarp gibi

Adalet bakanlığında genelge geldiğini kitaplarında alınacağı, sınırlı  kitap bırakılacağı söylendi.

Açlık Grevindeki Tutsak Yılmaz Demir'e Yollanan Mektup İki Yıl Sonra Verildi

"Kütüphaneden bize verilen  (bize kargo ile gelen depodaki kitaplar) kitapların birinde tesadüfen senin 04.12.2017 tarihli mektubuna rastladık. Açıkçası şaşırdık. “Bu da nereden çıktı” dercesine bir soru ortaya atıldı. Senin anlayacağın mektubun yaklaşık olarak iki yıl sonra bana ulaştı. Bunun dünyada örneği yok.  Ama bu bir gerçek."

Yılmaz Demir M Tipi Ceza İnfaz Kurumu /Ermenek - Karaman

***

15 Ocak 2019

Sevgili Demet heval merhaba,

Tutsak Dilawer Çelikten 8 Mart Mesajı

10 Şubat 2019

Merhaba Gamze Arkadaş,

En içten duygularla selam ve saygılarımı gönderiyor, her yönüyle iyi ve moralli olmanızı diliyorum. Göndermiş olduğunuz yılbaşı kartınızı aldım. Teşekkürler. Ben de Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle sizlere cevap olmak istiyorum.

Direnişin güzelleştirdiği, güzelleştikçesevilen, direngen ve özgürlük tutkunu kadınların özgürleştiren ruhuyla merhaba!

Tutsak ressam 68 hareketiyle ilgili kitap istiyor

"68 kuşağını anlatan kitaplara ihtiyacımız var. Mutlaka gönder anlamında belirtmiyorum zira yük olmak istemem."

HÜSEYİN YILDIRIM F TİPİ CEZAEVİ B1-5-50 BOLU

***

Merhaba Adil Arkadaş;
 

Öncelikle selam ve sevgilerimi iletiyorum ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Her açıdan yoğunluklu olduğun yansıyor. Sana karikatürleri gönderdikten sonra ilk cevabın Güney dergisi, konuşan fotoğraflar ve Ahmet Ada ‘nın ‘’Taçın Sesi ‘’ şiir kitabı oldu. İçinde yazılı bir şeyler aradım bulamadım. Sonra 21 Ocak ‘ta postalanmış kartın geldi.

25 yıldır tutsak Gülazer Akın yazdı: "Azim ve kararlılık karanlığı yırtacak"

“Kış çetin ama bahar kokusunu yaymaya başladı da.

Azim ve kararlılık karanlığı yırtacak….”

GÜLAZER AKIN  KADIN KAPALI CEZAEVİ B-9 GEBZE-KOCAELİ

***
28.01.2019

Değerli Adil Abi;

Merhaba,

Uzun zaman oldu yazamadım, mahcubum aslında. Yüce yüreğinin bağışlayacağını umuyorum.

Kartları aldım teşekkür ederim, tam da ihtiyaç duyduğum bir zamanda geldiği için epey makbule geçti. Oya arkadaşa yazdım.

SÜRGÜN EDİLEN CEBRAİL ÇAKTO RESİM EĞİTİM KİTAPLARI İSTİYOR

“Çizim malzemelerimin hepsi patnos cezaevinde kaldı. Buradaki kantin çizim malzemesi satmıyor birkaç dilekçe yazdım kantine çizim malzemesi satılması için Fakat daha bir yanıt alamadım patnos cezaevine eşyalarımı göndermesi için dilekçi yazdım. Yaklaşık üç ay oldu hala göndermediler. Velhasıl her yönüyle mağdur ediliyoruz. Hiçbir gerekçe göstermeden sürgün edildim. (…)Fakat çizimi daha da ileriye götürmem için bana perspektif verebilecek kaynağım yok.”

Cebrail ÇAKTO   L. Tipi Ceza İnfaz Kurumu A 8/6     Kalkandere - RİZE

Hapishanede annesiyle kalan Rénas'a doğum günü partisi

Sevgili Heval Gül, MERHABA!

(...)

Şu an, tam da bu satırları yazdığım zaman da bir daha iyi olmanı, sağlıklı olmanı diliyorum! Heval sana, on gün kadar önce bazı mektuplarla beraber kısaca yazmıştım. Ondan bir kaç gün sonra, Heval Xelat’ın ailesi aracılığıyla, senin rahatsız olduğunu duyduk. Çok üzüldük ve kaygılandık. Çok geçmiş olsun! (...)

65 Gündür Açlık Grevinde Olan Karikatürist Özlem Özdemir'den Mektup Var

21 Ocak 2019

Sevgili Adil Arkadaş

Merhaba,

Seni ve yanındaki tüm güzellikleri selamlıyor, sevgiyle kucaklıyorum.

Sergi için karikatür çizmeyi çok istedim ama olmadı… Açlık grevi başlayınca adapte olup çizemedim. Açıkçası epey heyecanlanmıştım da. O sergide yer almayı isterdim. Dediğim gibi; eyleme girince yapamadım. Böylesi süreçlerde zindanlardaki hareketliliği, zorlukları tahmin edersin.

Duyarlı bir okurumuzdan mektup ve tutsaklara kitap armağanı

Merhaba

54 yaşındayım, eşim ve ben ikimiz de işçi emeklisiyiz.

Küçük bir bakkal dükkânımız var, F tipinden birkaç metre büyük 20 metrekare.

Ömrümüz geçip gidiyor anlamlı gülüşlere hasret.

Okuduğumuz kitapların  sıcak ellerde tekrardan hayat bulması için (tutsaklara) göndermeye çalışıyoruz karınca kararınca.

Rahat bir uyku uyumak için.

Y. Doğan

Tekirdağ hapishanesinde tutuklu avukatlara destek için açlık grevi başladı

Tekirdağ T1 A25 koğuşunda kalan siyasi tutuklu yakınıyım.

Çocuklarımız herhangi bir kanıt delik olmaksızın örgüt üyeliği ile suçlanıyor ve uzun süreli hatta ömür buyu cezalar alıyor.

Kendilerine bakan avukatlar ise, neden bu davalara bakıyorsunuz diye tutuklular.  Onlar da süresiz açlık grevindeler. Tekirdağ T1 A25 koğuşu, diğer koğuşlar ve T2 olmak üzere açlık grevindeki avukatlarına destek amacı ile 10 günlük destek açlık grevindeler.

Tutsak ressam Leyla Güven'i çizdi

“Ancak bugünlerde yine tekli hücrelere alınacağız. Bu üç kişilik odalar teklilere göre yayla gibi bir şey doğrusu. Tekli hücrelerde bizi yine uykusuz geceler bekliyor. Çünkü orada hava sirkülasyonu yok. Nefes almak imkânsız. O yüzden sürekli baş ağrısı oluşuyor. Sabahları üzerinden kamyon geçmiş gibi hissediyorsun. (…) Bazen yaz sıcağında ringle hastaneye –mahkemeye falan gideriz. Tam bir işkenceye dönüşür yolculuk. O zahmetli yolculuktan sonra hücrelere dönmek cennete girmek gibi gelir insana. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek dedikleri bu olsa gerek”

MAHMUT ULUSAN