Ergül Çiçekler

Tutsak Ergül Çiçekler'den bir mektup ve bir öykü

Ergül Çiçekler / 7 Temmuz 2013

F tipi 1 nolu cezaevi Adalet şubesi C-9-94

İzmit/ Kandıra

Değerli Dostlar Bir Defa Daha Merhaba Demenin Güzelliğiyle.

Arkadaşlar, anlamlı çalışmalarınıza karınca bir destek sunmak için sizlere (...) bir çalışmamı yolluyorum. Umarım (...) çalışmalarınıza bir katkı olur...Bu çalışmayı yazarken yoğun bir sürgün sevk dönemi vardı aradan yıllar geçti ve bu sürgünler hala sürüyor üstelik artarak.

Ergül Çiçekler'den mektup Var: "şuan sizlere yazarken Taksim ve İstanbul ve Tüm Şehirlere yayılan müthiş görüntüleri izliyorum"

8 Haziran 2013

Merhaba Dostlar.

Bu sizlere ilk yazışım, umarım devamı da gelir. şuan sizlere yazarken Taksim ve İstanbul ve Tüm Şehirlere yayılan müthiş görüntüleri izliyorum. Coşkulanmamak ne mümkün. onca yılını mücadeleye adamış bu büyük sevdaya emek vermiş her devrimci için bu yaşananlar büyük bir coşku ve sevinç ve uzun zamandır olması için her şeyimizden fedakarlık yaptığımız şey nihayet başlıyor.

Rüzgar ve Geride Kalan

Rüzgar ve Geride Kalan

Hava serin aylardan Kasım. Peş peşe düşüyor yapraklar ağaçlardan, üçer beşer onar. Ayrılık kuru ve kirlenmiş bir sarı  her yaprakta donup kalan. Yapraklar mı terk ediyor dalları yoksa dallar mı vazgeçti onları taşımaktan. Kural mı? bir kuralmı ayrılık mesela yapraklarda, kuşlarda ve insanlarda.

Mesela vazgeçerse biri sizi tutmaktan hala gitmeyip kalabilir misiniz.? Kalır mısınız, ayak sürçüyorsa ya da bunun gibi bir şey.

Atlıkarınca dönmüyor

Atlıkarınca dönmüyor 

Çarpışan arabalar bomboş

Ne çocuk sesleri

Ne dönme dolap

ne de pamuk şekeri satanlar

Havan topu düştü

Kalbimin orta yerine

Oracıkta öldü yavru bir CEYLAN

Kolunu ve gözlerini buldular

Bir ağacın dallarında

Bütün lunaparklar viranedir şimdi

Niye dönsün ki atlıkarınca

Siz kaç çocuk tanırsınız