Ergül Çiçekler

Hasta tutsaktan SOMA için şiir

Soma Karalamalar

Ne  kurşun yarası göğüslerinde

ne de bir amansız şarapnel

kimisi on yedisinde

kimisi elli

doğmuş veya doğacak olan çocukların babaları

koyun koyuna ve hepsi baharında

yatıyor yan yana üç yüz bir can

üç yüz bir insan

ne bir cephe savaşında

ne bir deprem yıkıntısında

ne de bir veba salgınında

üç yüz bir can

bir kömür kuyusunda

hepsini birden

öldürdüler oracıkta

üç yüz bir can.

 

-Cellat-

Hasta Tutsaklardan Ergül Çiçekler'in Yeni Mektubu

“Ardından Devlet hastanesine götürdüler. Üstün körü bile olmayan muayenelerden geçtik.. Sonunda heyete çıkardılar heyette karar vermeyip tıp fakültesine sevk etti. Anlamıyorum nedir konu benim zaten Adlı Tıptan alınan korsakof raporlarım var… ilk hastaneden döndüğümde ring öyle sarstı ki FMF nöbeti geçirmeme neden oldu. (Bende ayrıca FMF, Akdeniz Anemisi var.) bu atak 4 gün sürdü ilaçlar fayda etmedi”
 

Sevgili Adil, Merhaba

Tutsak Yazar Ergül Çiçekler'den "Görülmüştür Ekibine" Mektup

17 Şubat 2014

Sevgili Görülmüştür Emekçileri

Sizleri ve tüm okuyucularınızı sevgiyle ve özlemle kucaklıyor ve selamlıyorum.

Kışın son günlerinde ve yeni bir bahara birkaç gün uzaktayız. İşte Mart ayı geliyor doğanın ve insanın isyan, başkaldırı ayı. Ben de gelen baharın coşkusuna minik bir öyküyle katılmak ve bir nebze olsun bu coşkuyu sizlerle paylaşmak istedim.

Ergül Çiçekler İzmit cezaevinden yazıyor

Merhaba Değerli Dost

Yolladığın dört kitabı aldım teşekkürler. Hemen cevap yazıp kitapları aldığımı söylerdim ama sizden mektup gelir diye bekledim biraz bu nedenle geç kaldım... Biz tutsaklar için böyle dışarıdan kitap yayın alabilmek değerli dostların, yoldaşların bunları yollaması çok önemli. Ne de olsa devrimci tutsaklar açlık grevlerinden dolayı açlığa ve acılara baskılara karşı antrenmanlıdır ama kitapsızlık işte alışması imkansız olan şey...

Ergül Çiçekler İzmit hapishanesinden yazıyor

29.07.2013

Merhabalar

Eminim şuan sen de kimsin arkadaş diyorsundur. Ee haksız da sayılmazsın... Buna karşılık yani siz beni tanımazken ben sizi ve değerli Süleyman Okay'ı şiirlerinizden tanıyorum. Ayrıca sizi tanıyan ortak dostlarımızda var!

İlk mektupları yazmakta zorlandığımı her zaman itiraf etmişimdir. Bu kezde aynı sıkıntıyı yaşıyorum bundan dolayı mektubumu fazla resmi veya samimi vb. bulursanız lütfen ilk mektup diyerek hoşgörür müsünüz.

Güneşle Sevişen Dağlar

GÜNEŞLE SEVİŞEN DAĞLARIMIZ

Çocukken belki uçuk belki delicesine hayalleri hangimiz kurmamıştır ki?... Evet delicesine hayallerdi ama zaten bu yüzden onlara binbir rengin kokusu ve sesi sinebiliyordu. Her şeye anlam vermek ne kadar da kolaydı. Hayat güzel matematik zor tarih saçma ölüm ise anlamsızdı.

Kardeş Olalım

KARDEŞ OLALIM

Söz: Kanadı kırık bir kuş

Diyor ki: “Kardeş olalım kardeş”

Ama dört yanı ateşten ormanda

Konacak yer bulamıyor

Kanadı dokuz yerinden kırık

“Made in ordu” yazılı bir mayından

arta kalan acısı ile bağırıyor

“Kardeş olalım kardeş”

Colamera dağlarından yaşlı bir bilge

Ses veriyor sesine

“Em bibin bîray e hev”

Kardeş olalım…

 

Gayrı bundan böyle

Ya bu yangınlarda düşman

Ya da yarınki baharlarda kardeş

Olacağız…