Ergül Çiçekler

Kelebekler ve Meşe Yaprakları

Bazen bir mektup gelir.

Dolar içeriye zarfı açar açmaz Akdeniz. Dalgalarıyla, kuşlarıyla, gemileriyle, tuz kokusuyla ve kıyılarında uçurtma uçuran çocuklarıyla. Durmaz, duramaz karışırız dalgasına, kuşuna, tuz kokusuna, karışırız uçurtma uçuran çocukların arasına. O an bir daha hiç büyümediğimizi; hiç büyümediğimizi ve hala çocuk olduğumuzu hem de yirmi beşinde ya da ellisinde… Çocuğuz işte ellerimizde rengârenk uçurtma ipleri Akdeniz kıyılarında…

Bazen bir mektup gelir ve haftalarca Ak-Deniz kokar hücre!..

Bazen bir mektup gelir.

Hasta Tutsak Ergül Çiçekler yazdı: “Son dönemlerde mektuplara el koyma işleri arttı

“Son dönemlerde mektuplara el koyma işleri arttı. Tamamen dışarıdaki “sürece” bağlı olarak artıyor. Düşünemiyorlar mı nedir. Mesela diyelim bir ülkede iç savaş var ama birilerine iç savaş var diye yazı yazmak nasıl yasaklanır. Fidel Castronun bir sözü var der ki “Dayanılması en zor işkence insan aptallığıdır!” yani kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama tam olarak anlamı böyleydi. Son olarak 6 Mayıs kartlarına el konuldu. Daha tuhafı Önsöz ve Görülmüştür’de yayınlanan öykülerimin bilgisayar çıktılarını bana vermemeleriydi.”

ERGÜL ÇİÇEKLER

Hapishaneden gelen yeni bir öykü: YAPRAK ÇEKİMİ

YAPRAK ÇEKİMİ

Bir gün bir dağ kırlangıcı koca bir kayaya bir soru sormuş

“Gövdendeki bu yarık da nedir?”

“O yarık değil” demiş koca kaya ve devam etmiş “o benim kalbim”

“Ama ben oraya yuva yaptım” demiş şaşıran kırlangıç, kaya cevap vermiş

“İşte şimdi öğrendin yuvanın neresi olduğunu!”

Senin yuvan neresi okuyan insan, sokaktan geçen ince zayıf orta yaşlı kadının, tanıdığın insanların yuvası neresi? Tanıdıklarım yuvanız neresi? Benim yuvam neresi? Bin yıllara direnen ve kırlangıca yuva olan o koca kayam nerede?...

Hasta Tutsaklardan ERGÜL ÇİÇEKLER’in yeni mektubu

"En son bana "cezaevinde kalabilir" raporu verdi. Bir yıl götür getir yaptılar, hiçbir ciddi muayene yapılmadı. Adli-tıpta ise tek yaptıkları bir adamın bana bir dakikadan az süre zaman ayırması oldu. Gerçi şaşırmadım. Aynı kurum daha bir ay olmadı Mehmet Canpolat’a cezaevinde kalabilir raporu verdi. Bu raporu verdikten sonra 48 saat geçmeden Canpolat’ı yitirdik. Başka örnekleri de var."

***

01.02.2015

Değerli Dost Merhabalar.