Gül Güzel

Zindanlardan gelen sıcak selamlar ve dahası…

Son iki yıldan beri Cezaevlerindeki siyasi tutsaklarla biz dışardakilerin irtibatını kesmek için her türlü hileyi kendine alet eden bir sistemin son çırpınışları olsa da, hepimiz uygulanan sürgün ve tecritlerden  dolayı büyük acılar yaşıyoruz. Yakınmak, dert yanmak maksatlı değil ama bu kadarına da artık YETER!!! Deme zamanı…Yoğunca maruz kaldığı sürgün ve tecrit mağdurlarından biri olan siyasi tutsaklardan Dr. Ayhan Kavak’tan gelen mektup, bu konuda önemli bilgileri ihtiva ediyor. O yüzden bu mektubu siz okurlarımızla paylaşmak kaçınılmaz oldu.

"GÖRÜLMÜŞTÜR" Mühürlü - İmdat İçerikli Mektuplar!

Cezaevlerinden gelen duyarlılık çağrılı mektuplar, içerdeki vahameti bizlere daha görünür kılmak açısından çok değerli. Son süreçte gelen birçok mektuplardan birkaçını kamuoyunda duyarlılık uyandırmak için mektubun özüne dokunmadan yayınlama gereği duydum. Ülke içinde veya dışında da olsak muhakkak hepimizin yapabileceği birşey vardır diyorum ve siz okurlarımızı özellikle hasta anne Muhlise Karagüzel ile dayanışmaya çağırıyorum. Ayrıca gönderilecek mektupların muhakkak takip edilmesi gerekmektedir.

Gül Güzel

Merhaba, Sevgili Sch.,

"İlkeli ve ahlaklı duranlar kazanacak"

"Düşünebiliyor musun, tarih öncesi bir yöntem olarak mektupla iletişim kuruyoruz. Yani başka imkanımız yok. Dışarıda, bizim dışımızda mektuplaşan kim var acaba? Bir yılda beş altı kez mektuplara zam getirildi. Bazen haftada iki kez zam geldi. Üstelik yurtdışına gönderdiğimiz mektuplar dolar üzerinden hesaplanıyor..."

Şadiye Manap

Kadın Kapalı C.evi, B/3 

Gebze / Kocaeli

***

İlkeli ve ahlaklı duranlar kazanacak!

Bartın’dan görülmüştür mühürlü mektup

Sercan Zorba’yı dudaklarını diktiği görüntüleriyle haberlerden tanımıştım. Çünkü o zaman bulunduğu Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Cezaevinde çıplak aramaya maruz bırakılmış ardından ağır işkencelere maruz kalmıştı. O da bunu protesto etmek için ağzını/dudaklarını dikerek ölüm orucuna girmişti. Ailesinin ısrarlı ilgisi sayesinde hayatta kalabilen Sercan Zorba’ya yaşatılan bu durumdan dolayı, 6 ay içinde 3 Cezaevi değiştirme zorunda bırakılmıştı…

Cezaevlerinde "zemheri de uzadıkça uzadı" misali

Zulmün, mevsim şartlarıyla yarıştığı bir sürece tanıklık etmek; insanı oldukça yoruyor. Bunun üstüne eklenen çarelerin kısıtlılığı da, Baharın direnişini beklercesine kuytuda bekliyor…Korku fobisinin hakim olmaya başladığı faşizane sistemler süreci her kalemi küçültmeye, her kağıdı daraltmaya, her dili törpülemeye devam ediyor. İnsan bütün bunları bir araya getirip düşününce, masum yürekli, gökyüzü mavisini göremeyen yüreklere, Zemheri ayazına inat kocaman gülücükler göndermek istiyor. Tabi hepsi demir kapı, kör pencerelerden geçip, demir ranzalara bile ulaşmıyor!

Zarf İçinden Zarflar ve 25 Kasıma dair: Beritan Anahtar ve 8 kadın tutsağın mektuplarından alıntılar

“Toplumlar kendi içinde 4 sınıfa bölündü. İktidar – Halk – Erkek ve nihayet kadınlar, dördüncü sırada yerini alabildi ! Biz kadınlar doğurup yetiştirdiklerimiz, kendi yarattıklarımız tarafından dördüncü sınıf varlıklar olarak görülüyor, her fırsatta vurulup öldürülüyoruz. Bu sistemi biz kadınlar oluşturmadık ama, yıkacak da biz kadınlarız. Kadın bilinci, vicdanı ve adaleti ile yeniden inşa edilen; cinsiyetsiz, eşit ve adil bir dünya yaratacağız. Yeter ki buna inanalım ve birbirimize daha güçlü ellerle sarılalım. Bize ne dört duvar ne de içinde bulunduğumuz tecrit engel olamayacak. “

Şiddete Karşı Mücadele Gününde Tutuklu / Hükümlü Kadınlara Kartpostallar ve Güncel Adres Listesi

Kadına yönelik günlük ve ivedi şiddete yönelik, yürütülen karşıt kampanyalar bu sene(2021) oldukça kısıtlı kaldı çünkü Korona virüsü hakimiyetini soğuk kış günlerinde de arttırdı.

Daha önce çeşitli kurumlar tarafından yapılması için planlanan 25 Kasım etkinlik salon programları da iptal edilmek zorunda kaldı. O yüzden her sene farklı kadın gruplarıyla bir araya gelip, yazdığımız posta kartlarını da maalesef kadın gruplarıyla toplu halde değil, kendi imkanlarımla yazıp göndermek zorunda kaldım.