Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Sibel Balaç, Gökhan Yıldırım ve Tuğçenur Özbay'ın çığlığını duymayan kaldı mı...

"Sincan Kadın Hapishanesi’nde tutulmakta olan Sibel Balaç, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi’nde tutulmakta olan Gökhan Yıldırım, Şakran Kadın Hapsihanesi’nde tutulan Tuğçenur Özbay bugün (18 Nisan) itibariyle Ölüm Orucu’nun 121., 115., ve 34. günlerindeler."

İlhan KAYA

2 No’lu F Tipi Hapishane A-23

Kırıklar

BUCA/İZMİR

***

18 Nisan 2022

Merhaba,

İzmir’in F Tipi hücrelerinden selam-sevgilerimizi yolluyoruz.

Danimarka Parlamentosu’nda şair Çelik ve politik tutsaklar için resepsiyon

Danimarka Parlamentosu’nda şair Çelik ve politik tutsaklar için resepsiyon verildi

3 Mayıs 2022

25 yıldır tutsak olan Dersimli şair Cengiz Sinan Çelik’in yeni kitabı Serdestan’dan şiirlerinin İngilizce ve Danca tercümelerinin okunduğu Danimarka Parlamentosu, Christiansborg Sarayı’nda gerçekleşen resepsiyonda Çelik’in şiiri, cezaevindeki şair, yazar ve gazetecilerin durumuna ilişkin görüşler paylaşıldı ve Kürtçe müzik dinletisi gerçekleştirildi. Etkinlikte ayrıca Çelik’e kartpostallar yazıldı.   

30 yıldır tutsak olan Resul Baltacı'dan gelen şiir

GÖK YÜZÜN

Gök yüzün gülüyor

Ey hasretim

Işık dalgaların

Irmakların öpüyor

Nazik kollarında

 

Acı içinde kanayan

Kalbin nur aşkına gebe

Kent, orman ve zozanların

Saçların isyan halinde

 

Dağ gölgelerinde

Uyanan şahin ve kartal

Yürekli çocukların

Müjdeden müjdeye

Koşuyorlar…

 

Bakışların gün gibi

parlıyor yıldızlı gülüşümüz

Derin vadilerden gelen sesin

Durmadan söylenen türkü bana

 

Her ezgilerin bal tadında

"'Firari Yazılar' adlı kitabı kimi cezaevleri verirken kimisi vermiyor"

Merhaba

Fotoğraf kartınızı aldım. Umarım iyisinizdir ve Firari Yazılar adlı kitabınıza ilgi çoktur.

“Firari Yazılar” adlı kitabı kimi cezaevleri verirken kimisi vermiyor. Anlayacağınız keyfi bir durum söz konusu olan. Mecliste soru önergeleri havada uçuşuyor lakin çözüm üretmede yol alınamıyor ne yazık ki. Godot’u bekler gibi “Gelecek olanı bekliyoruz” Umarım hayal kırıklığı olmaz bizim için.

Musa Altun'un hapishanede hazırladığı sözlük: Ferhenga

İÇERDE SÖZLÜK ÇALIŞMASI

Sözlükler bizi kelimelerin sihirli dünyasına çeken kapsamlı çalışmalardır. Zor ve meşakkatli bir sürecin sonunda gün yüzüne çıkarlar. Hemen hemen tüm sözlük çalışması yapan kurum ve bağımsız şahısların hemfikir olduğu bir gerçektir bu sürecin zorluğu. Hele hele bunu Kürtçe gibi bir dil için söylemeye kalkarsak bu zorluk iki-üç kat daha fazla öne çıkıyor dersek yerinde olur.

Kökü Dışarıda

“İşte tüm bunları öğrenmek ve daha geniş bir bakış açısına sahip olarak konuya eğilmek için referans kitabı niteliğinde bir eser var artık elimizde. İçeriden Ayhan Kavak’ın dışarıdan Adil Okay’ın emeğiyle hazırlanan “Firari Yazılar” adlı söyleşi kitabı bize bu imkanı sunuyor. “İçerideki Yazarlarla Söyleşiler” alt başlığıyla Eylül 2021’de yayımlanan kitap Klaros Yayınları etiketini taşıyor. Kitapta söyleşilerin dışında hep genç, hep şair Sezai Sarıoğlu’nun kıvrak heyecanını taşıdığı bir “sonsöz” bölümü olduğunu hatırlatmalı. “

İlhan Sami Çomak

"1 Mayıs Bayramınızı Komünar Coşku ve Kararlılıkla Selamlayarak-Kutluyorum"

1 Mayıs alanlarında dosta-düşmana milyonlarca emekçi olduğumuzu bir kez daha gösterebilmek, bundan devşirdiğimiz sinerji ile daha uzun soluklu birlik ve dayanışmaları örgütlemek için büyük olanaktır. Biz devrimci tutsaklar bedenen olamasak bile, duygu ve düşüncelerimizle 1 Mayıs alanlarında siz düşdaşlarla omuz omuza aynı marş ve şarkıları söyleyip aynı sloganları haykıracağız,

BİJİ YEK GULAN! YAŞASIN 1 MAYIS!

Haydar Sönmez

F Tipi Hapishane

Tekirdağ

***

MERHABALAR

"Hava Döndü… 1 Mayıs Geldi!"

"O süreçte salonda da olsa, yılların ardından 1 Mayıs da kutlanacaktı. Benim de katıldığım 1987 1 Mayıs’ı Emek Sineması’nda yapılmıştı.  Önlerde oturmuştuk, arkadaşlarımla birlikte. O günü hiç unutamadım. Sinema lebalep doluydu. Bir ara Can Yücel sahneye davet edildi. Emekten, işçiden yana o güzelim şiirlerini okumanın ardından yerine oturdu. (…) 1980 darbesinden sonra kutlanacak ilk 1 Mayıs’ı böyle olmuştu İstanbul’da… Öğrenci gençlik de alışkanlıklarını sürdürmekteydi. Bir sonraki yıl yani 1988’de de illa Taksim’e çıkılacak dendi ve ona göre hareket edilecekti.

"Kendini dünyanın patronu sanan bir avuç zorba her yeri ateşe vermekte"

"Ancak biliyorum, mutlaka barışın, sevginin ve iyiliğin hakim olacağı, bütün kötülüklerin ve kötü fikir ve duyguların gerileyeceği bir dünya mümkün ve bunu mutlaka başaracak umut dolu yürekler. Yoksa bu nefes aldığımız kainat bir yıldız gibi söner.  Umut her zaman vardır, var olmaya da devam edecek, o güzel günler de gelecek."

Seyit OKTAY

T Tipi hapishane B1-7

TOKAT

***

Merhaba…

(…)