Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Mesafeler, sanatsal üretim ve siyaset

Peki! Ya üç etkinlik arasındaki mesafe! Her biri kendi çeperiyle sınırlı ve diğerinden habersiz olduğuna göre, ayrıca bir söz etmeye, vurgu koymaya gerek var mı?

“Yazmak bana iyi geliyor. Sanatın sağaltıcı bir gücü olduğuna inanıyorum.”

Geçtiğimiz günlerde bir söyleşide rastladım söz konusu ifadeye. Daha önce de çok kereler buna benzer ifadelerle karşılaşmıştım.

Tutsak yazar Hasan Şahingöz'den mektup var: "Mahpus kitapları sergisi ilgi görüyormuş...Size bir kez daha, sonsuz takdirlerimi gönderiyorum.”

“Bizimkiler söyledi Mahpus Kitapları sergisi, iyi gidiyor, ilgi görüyormuş. Sevindim ve tabi, hepimiz adına, sana ve emeği geçen bütün arkadaşlara; bilginiz, beceriniz, emeğiniz, çabanız ve fedakarlığınız için çok, ama çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha, sonsuz takdirlerimi gönderiyorum.”

6 Haziran 2022

Adil Abi,

Sevgi ve dostlukla kucaklıyorum.

Tutsak karikatürist Melih Gürler kitap istiyor

“Kendimi yağlıboya tablo konusunda daha fazla geliştirmek için arkadaşlardan yağlıboya resimle ilgili kitaplar beklemekteyim. Bir de Akrilik boya çalışmaları kitapları.”

Sevgili Adil abi;

Buradan hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler gönderiyorum. Sizlere sevindirici bir haberim var. Resim atölyemiz açıldı. Kurumun yöneticileri birçok tuval ve yağlıboya verdiler. Bilge Arkadaşın gönderdiği malzemeleri de kullanıyoruz. Çizim yapmaya başladık. Şu sıralar yoğun bir çalışma içindeyim büyük bir mutlulukla.

Tokat hapishanesinde yazılan bir öykü: EKMEK KUTSALDIR

 

                Henüz küçük bir çocukken Annem Cennet’ten öğrendiğim ilk derslerden biri: “Eğer yerde bir parça veya kırıntı olsa dahi ekmek görürsen mutlaka kaldır, öp, başının üstüne koy, sonra da yüksek bir yere bırak”tı. İkinci ders ise: “Asla üstüne basıp ezme ekmeği günahtır, öyle yaparsan ekmek ağlar. ” Böylece benim için ilk kutsallıklardan biri ekmek oldu.

İnfazı yakılan tutsaklardan Fecriye Benek'ten yeni bir öykü: "ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!"

ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!

                Belki kayda alınmamış bir adres gibi, hafızanızdan silinmiştir yaşadıklarımız!.. Ama yakıcı bir dirilikte bende duran o gerçeğin arşivinden sesleniyorum sesimi duyurmak için.

                Bunun için yaşımdan büyük sözler söyleyeceğim!..

"Üç hücre cezası aldıkları için, yandı infazları Cahit Cadiroğlu ile Aydın Değirmenci"

"Bu kadar kötülüğün, bencilliğin, bireyciliğin, çıkarcılığın velhasıl toptan modernite etkisinin her türlü yansıması ve olumsuzluklarına karşı dostların yüreklerinden oluşan bahçe çölde vaha, denizde ada gibi.  (…)Tabi, aşka da zaman ayırmak gerek tıpkı senin de bir çalışmanda dile getirdiğin gibi"

30 Mayıs 2022

Merhaba Adil Hocam

MEHMUDO DEZAWO

 

Koi Spi’de (Akdağ) minnacık bulut görünse, aralarında Murat Nehri’nin aktığı karşı yakadaki Metan Dağları’nın zirvelerinde yağmur yağardı. Kaç zamandır, bulutların yoğunluğu arttığından, adeta gök yarılmış Metan’ın üzerine yağmur boşaltıyordu, olanca şiddetiyle. Gök gürlemelerine bir de ürkütücü sesler çıkarıp yatağından taşmış Murat’ın hırçın akışı karışıyordu.

Tahliyesi engellenen infazı yakılan kadın tutsaktan mektup var: "Kötü şeyler oldu can hocam. Artık 2031’dedir sözde çıkışım. Sağ kalırsam!.""

"Bayburt’ta bulunan 17 kadın tutsaktan 12 kadın tutsağın infazı yandı, yaktılar. 2018’de bize askeri sayım dayattılar. Kabul etmedik. Sabah akşam bize tutanak tutup soruşturma açtılar. Hücre cezaları vs. her türden. Hepsinin infazı yapıldı sorun olmadı. Şimdi de canları sıkıldı kalktı infazlarımızı yaktılar hücre cezalarına dayanarak. On arkadaşın içinde tabii ki Fecriye Xan da var! ‘Onsuz’ olmazdı tabii. Ben 2026’da çıkacaktım. Artık 2031’dedir sözde çıkışım. Sağ kalırsam!.."

Fecriye BENEK

M Tipi Hapishane A-7