Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Cezaevindeki şüpheli intihar AİHM’de

2008 yılının Mayıs ayında “örgüte yardım ve yataklık etmek” iddiasıyla tutuklandıktan sonra, 2 Ağustos 2008 tarihinde tutuklu bulunduğu Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden psikolojik rahatsızlığı olduğu iddiasıyla İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırılan Abdullah Ekinci’nin burada intihar ettiği iddia edilmişti.

‘Olay yeri fotoğrafları verilmedi’

Cezaevlerinde Sağlık Hakkı İhlalleri

‘Ergenekon sanığı Asuman Özdemir’in siroz hastalığı nedeniyle, cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Hüseyin Üzmez’in de “Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden gelen ve akli dengesinin yerinde olduğu ifade edilen rapora rağmen” tahliye edildiği günlerde, Siirt Cezaevi’nden İstanbul’a getirilen 77 yaşındaki akciğer kanseri hastası Ali Çekin, adli tıp kapısında yaşamını yitirmiştir.’

“Terör” Terörü ve Üniversite için Birkaç Söz

Kesin olan, bu durumda iyimserliğin ve aptallığın budalalara bırakılması; içinde şüphe, güvensizlik ve huzursuzluk uyanan herkesin daha önce bir kez engellenemeyeni engellemek için bir araya gelmesi gerektiği. Sonradan pişman olmaktansa, önceden uyanık olmak daha iyidir ve uyanık olmamız gerektiğini anlamak için artık daha fazla kanıta ihtiyacımız yok.”

Ulrike M. Meinhof
(Protestodan Direnişe, s.31)

Aralık 2012

Kürkçü Şakran Cezaevi'ni anlattı

İzmir Aliağa/Yeni Şakran Cezaevleri Kampüsü'nde Cezaevleri Alt Komisyonu ile birlikte incelemelerde bulunan BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, "Sistematik taciz altında yaşamak zorunda bırakılan mahpusların bezdiğini" söyledi.

BDP Mersin Milletvekili, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi ve HDK Yürütme Kurulu üyesi Ertuğrul Kürkçü, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Cezaevleri Alt Komisyonu'nun İzmir Aliağa/Yeni Şakran Cezaevleri Kampüsü'nde yaptığı incelemelere ilişkin parlamentoda basın toplantısı düzenledi.

Sibel Öz ve SERÇELER ÖLÜRSE

Sibel Öz’ün, “Serçeler Ölürse” adlı öykü kitabı, iki aydır masamın üzerinde sırasını bekliyordu. Elimde, Muzaffer Tansu’nun hapishanede yazdığı “İki Kıyı Arasında” adlı öykü kitabı ile Marge Piercy’nin “Zamanın Kıyısındaki Kadın” adlı romanı vardı. Bu iki kitabı bitirdikten sonra ‘Serçeler Ölürse’ye başladım ve bir solukta okudum. “Serçeler Ölürse” hakkında notlarıma değinmeden önce, Muzaffer Tansu ile Marge Piercy’nin eserleri hakkında okuyucuya kısaca bilgi vermek istiyorum.