Şiir

Tutsak şair İlhan Çomak ile söyleşi

Şair İlhan Sami Çomak, öğrencisiyken 1993 yılında gözaltına alındı ve şu anda Türkiye’de siyasi sebeplerle en uzun süre tutuklu olarak cezaevinde tutulan öğrenci sıfatını da taşıyor. 24 yıldır cezaevlerinde kalan Çomak’ın hayatına ve cezaevindeki yaşantısına ışık tutan, Çiğdem Mazlum ve Sertaç Yıldız’ın yaptığı “Gönderen:İlhan Sami Çomak’’ belgeseli Londra’da büyük ilgi ile karşılandı.

En son Yasak Meyve Yayınları’ndan Dicle’nin Günlüğü, Yağmur Dersleri ve Bir Sabah Yürüdüm isimli üç şiir kitabı yayımlanan Çomak, mektup aracılığı ile gazetemizin sorularını yanıtladı.

Helbestên Azad projesiyle tutukluların şiirleri kitaplaştırılıyor

Siyasi tutukluların yazdıkları şiirleri “Helbestên Azad” ismini verdikleri projede toplamaya çalışan Zindanlarla Dayanışma Ekibi’nden Zeynep Eroğlu, tutukluların sesine ses olmak istediklerini belirterek, “Amacımız onları unutmamak, onların direnişine sahip çıkmak” dedi.

İnan Gök'ün Edirne Hapishanesinde yazdığı şiir:

BİR OLSA

Bir yağmur olsun

Beton görmeden düşsün saçlarıma

Bir rüzgâr essin

Dikenli tel kesmeden şarkısını

Bir ay doğsun

İlk akşamdan görelim

Gece çökmeden, göğe çıkmadan bir dalga vursun

Ömrümüzün kıyısına

Bir yelken açsım

Kızıl ton ufuklara

Bir nehir olsa

yüreğin yüreklere

Sınır tanımadan aksa

rengi neşe yarınlara

Bir soluk olsa

ömrün umuda

Bir yağmur olsan

Mesela

Bağrını açmaz mı kurak topraklar

Bir rüzgâr olsan

kuşlar uçmaz mı kollarında

İbrahim Şahin'in Tekirdağ Hapishanesinde yazdığı şiir

Karanlık Gidip Gelemez

 

Ölmek gibi değil sınırındayız bu zamanların

ama soluyor rengi hayatın

sokağın kır çiçeklerinin ve kelebeklerin

vardı, bu günler de yolculuk hesabında

acıdan zehirlenerek, yaşamaya yürürken

anılar yerine umut tozlanamaz

bu karanlık bu meydandan sağ çıkamaz

 

yalan gecenin tatlı rüyası saraylarda

en sahicileri şafaklarda tükendi

yırtıldı maskeleri bozuldu hayalleri

hakikati giyinenler kaldık baharda

yangın denli günler bastırdığında

Tutsak Doktordan Bir şiir: KENTLER

KENTLER

Sana ne demek bilemem

 Bana tükenmiş soluk

 Üstüme üstüme yığılan

Çirkin duvarları anlatır kentler…

Sanrı belleme sakın

Boy veren garabette belli mi ola

Ölüm kapaksız logarda pusuda

Ah düştü düşer!

Kendi pisliğinde boğulur insan.

Hani betonun erişmediği doğa korunaklığında

Öter ya cırcır böceği

Gamsızlıktaki ötüş geceye nazire

Deruni bakışla kaldırıp da başını semaya

Lȃl olur dil

Zamansızlıkta ışıltılı yıldız raksı

İşte o ȃn benliğin evren.

Tutsak yazar Şiir Hakkında yazdı

                                         ŞİİR DEVRİMCİDİR!

   ’’Onurunu yitiren toplumda şair,onuruna çıkan bir varlık olabilmeli’’

                                      ( Baudelaire)

 

                          Hayat şiirle akışa geçer…

Gaziantep Hapishanesinde yazılan bir şiir: Sessiz ölüm

Sessiz Ölüm

 

Gece sessiz

Ben sessiz

Beni gömenler de sessiz

Hareketli kalan yalnızca telaşlı eller

Ve

Ölümden korkan nefesler

Geri kalan her şey

Sessiz!

 

Sesleniyorum çok yakın sessizliğe

Sadece bir nefes için,

Yalvarıyorum kuru ve sıcak toprağa

Yarım bir nefes için

Bekliyorum sonra;

Vicdanlar uyansın

Tutsak Doktor Ayhan Kavak'tan Hapishanede yeni şiirler

ŞİİR

 

İsin çöreklendiği kirli duvar sarmalında

Günden çalınan haylaz zaman kırıntıları

Hayata katık sabır kumkumasında

Kalem çiziktirmesinde şiire meftun.

Kuşatılmış mekan soluksuzluğunda

Zulmün çıplaklığında yiten hakikat

Sorgulayan gözbebeklerde parıldayan umutta