İki Acı Esinti
Tutsak şair Hasan Şeker'in yeni şiir kitabı "İKİ ACI ESİNTİ" Ar yayınlarından çıktı.
İletişim: HASAN ŞEKER 2 NOLU T TİPİ HAPİSHANE.
ŞAKRAN - ALİAĞA- İZMİR
- İki Acı Esinti hakkında daha fazla oku
- 3 gösterim
Tutsak şair Hasan Şeker'in yeni şiir kitabı "İKİ ACI ESİNTİ" Ar yayınlarından çıktı.
İletişim: HASAN ŞEKER 2 NOLU T TİPİ HAPİSHANE.
ŞAKRAN - ALİAĞA- İZMİR
Tutsak şair Hasan Şeker'in 6 Şubat'ta yaşanan Deprem hakkında yazdığı şiir.
SESSİZ VE SENSİZ
Nice Babiller yıkıldı
Sensiz yüreğimde
Açmaz oldu güller
Gönlümün Asma Bahçeleri’nde
Bürünürken hüzne
Mateminden
tersine açar oldu laleler
Ülkemin dağlarında
Doğmaz oldu Simurg
küllerinden artık
dalgalanmaz oldu kanatlarım
rüzgarıyla yüce dağlarımın
Oysaki
hüzünlü bir vedaydı
yalnızca senden payıma düşen
öylece
Sessiz ve sensiz…
Murat ORTAÇ
YOLCULUK
“Musa-yla yola çıktığımızda
Mısır ağladı ardımız sıra
Aten güldü deli dolu
devrimci bir edayla
Kadeş-te iki kardeş çobandık
baş başa verdik
ne olacak bu dünyanın hali
dedik
tartıştık
o taş dedi
ben toprak
o tanrı dedi
ben yaprak
araya Yehova girmeseydi
el bombalarının çekilmişti pimi
anlaştık sonunda
volkan tanrısının huzurunda
kurbanı, töreni yasakladık
-ki o zaman
HAYATIN TAŞLI PATİKASI
Düşmesini unutan cemrelerin buzdan soluğu
Hissediliyorsa baharda
Bırak izlerini hayatın taşlı patikasında
Yeşillenecek elbet ağaçlar da…
YÜZLEŞ
Aşılmaz denen yedi derin vadiyi arkanda bıraksan da
Kırk kapıya kırk kilit vursan da
Sis olur
Nefes olur
Ses olur
Gelir bulur seni sakınılan
İyisi mi yüzleş korkularınla
Unutma ama
Sarıp sarmalanırsan serazatça
Seni yürüten can zifiri ışığa boğar…
Ayhan KAVAK
‘’Haziranda ölmek zor’’
Direnmek güzelmiş
Maviyle yıkanmış şehirlerde
Özgürlüğün türküsünü
söyleyen çocuklar
var şimdi.
Şimdi kentlerin
ÖLÜM BU GECE
Toprağın altında hiç beklemeyen
o derinlikten sessiz ve sinsice
süzüldü
bu şehre
Yarını karşılamaya hazırlanan nice
umutlu yürek donup kaldı sessizce
Gece vardiyasından dönen yorgun
işçiler
Çayları yarım kalacaktı uyuyanlar
Bir daha sabahı görmeyeceklerdi
Susan çocuklar bir daha ağlamayacaktı
Geceye
sığınan
firari aşklar yıkıntılar arasında
Kaybolup gün ağaracak Azrail’den
Arta
kalanlar umutla ellerini uzatacak
Yıkıntılar arasında her yitirilen
SENİ GÖRMEK
Gecenin koynuna dolan gözlerin
karanlığın uçurumunda
aşkın arzını sırtlamış
nehirleri semirten sensin
Çoğalan ve biriken zamanda
aşka ilah diye tapan sensin
suskunun gölgesinde dinlenirken
tanıdım seni
Başkalarında lilavlar akıttım
sonra sanal zamanlarda
gecenin koynunda taradım saçlarını
kıvrımına da korkularımı zulaladım
Ürkek ve tedirgin yüreğime fısıldayan
ceylan bakışlarını yakaladığımda
sen umudun terkisinde
10 Ekim şehitlerine
KARA
Açılmıştır bir kere
Karanlığın kapısı
Daha da kararır
Ankara’nın karası
Bir sabah
Bir bulut gelsin
Bir yağmur yağsın
Güzel gözlü çocuklar
doldursun okul sıralarını
Simitçiler bağırsın
taze simit diye