ÖZLEM AYDIN’IN KOLUNU KAYBETME RİSKİ VAR.... ABDULLAH KALAY’IN KALP YETMEZLİĞİ ARTMIŞ...
Veysel Kaplan'ın bir yakınına gönderdiği hak ihlallerini ve hasta mahpusların sorunlarının ağırlaştığını anlatan mektubundan bir bölüm yayınlıyoruz.
(...)
Veysel Kaplan'ın bir yakınına gönderdiği hak ihlallerini ve hasta mahpusların sorunlarının ağırlaştığını anlatan mektubundan bir bölüm yayınlıyoruz.
(...)
“Kürtçe üç adet tiyatro yazdım. Yayınevleri tiyatro metinleri yeterince okunmuyor deyip basmıyorlar. Oysa tiyatro insanlık tarihi kadar eski bir empati yöntemidir de.”
Hüseyin YILDIRIM. F Tipi Cezaevi B1-4-45. BOLU
“Kara bulutların dağılacağı, güneşi kucaklayacağımız günlerde de hep beraber olacağız; demir parmaklıklar ardından değil asma bahçelerinden izleyeceğiz dünyayı. Bu iyimserlikle selamlar, sevgiler. “
Deniz TEPELİ. 1 No’lu F Tipi Hapishane A-13-7. Kandıra/KOCAELİ
“Sakıncalı” bulunan; “ 1 sayfa kağıtta el yordamı ile çizilmiş üzerinde resim ve yazı olan kağıt bulunduğu, bulunan resimde iletişim amacı güdülmediği ve bu sayfanın mektup özelliği taşımadığı; ne yazıldığı hakkında şüphe uyandırdığı… alıcısına farklı bir mesaj iletme kaygısı güdülebileceği, bu suretle şifreli ve dolaylı iletişim kurulabileceği tespit edilmiştir…”
Tekrardan Merhaba…
“Sadece faaliyetlerden değil 1,5 yıldır açık görüşten de mahrum edilmiş durumdayız. Ayda bir veya iki defa 1 saat ve 2 kişi ile kapalı görüş yapmamıza izin verilmekte. Ziyaret süresi 1,5 saate çıkarılmasına rağmen hâlâ 1 saat olarak uygulanmaktadır. Hiçbir sosyal olanağımız, faaliyetimiz bulunmamakta, yoğun bir tecrit altında tutulmaktayız. “
Zeynel FİRİK / Ünal ŞENGEZER
1 No’lu F Tipi Cezaevi TEKİRDAĞ
Merhaba Değerli Dostlar,
Merhaba
İyi olmanız umuduyla yürekleri iyilikten, güzellikten yana olan bütün dostlara selam, sevgi, saygılarımı gönderiyor, daha eşitlikçi özgürlüğün olduğu yaşanılır bir dünya umuduyla selam, sevgi, saygılarımı gönderiyorum. Başa bela Koronalı günlerde elbette en gerekli olan; sağlık diliyorum.
Kartınız ulaştı.
Yaşam, aşk, kadın-erkek ilişkiler, sevmeler, beklentiler, umutlar, umular, umulanlar, unutulanlar, unutulmayanlar… Ve şizofreni…
“Mesela sizler bir tren ile veya otobüs, uçak vb. ile şehirler, ülkeler, sokakları bir – iki saatte değiştirebilirsiniz. Dünyanın küçüklüğünün kanıtıdır bu. Fakat burada sabah uyandığım saat olan yedi buçuktan öğlen on ikiye kadar altı adımlık odamda elimde kitap okur turlarken, sizler ülke de değiştirmiş olabiliyorsunuz. Zaman farklı işliyor burada anlayacağınız. Şu anda akşam sekiz civarı. Küçük bir televizyon var odamda. Sınırlı sayıda televizyon kanalı izleyebiliyoruz. Yani resmi kurumların belirlediği sayı ve kanallar bunlar.”
"Kendimizi bulmak istiyorsak, toplumumuzu tanımak istiyorsak, tarih bilimini sevmeliyiz. Elbette egemenlerim bize öğrettiği tarihi değil, demokratik uygarlığın tarihinin izinde yürümeliyiz. O zaman göreceğiz ki, geçmişte kalmış bile olsa aşiretimizin ismi, köyümüzün ismi tarihi şifreler gizlidir. İnsan geçmişini bilmeden gelecek karşısında kördür. Gözlerimizi tarih bilinci açar ve bizi özgürlük amacımıza bağlar."
Ayfer AYÇİÇEK. Gebze Cezaevi / KOCAELİ
***