Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Hasta tutsak Adnan Öztel'den üç kitap birden

‘Sorgu’ isimli eseri, bir kitabın nasıl okunması gerektiğine çarpıcı bir örnek olarak değerlendirilmekte. Bu analize göre, Öztel, rastgele okuma yapmaz, okuduklarını sorgular, katharsis yapar, yeni saptama ve önerilerde bulunur

Adnan Öztel, benim dava arkadaşlarımdan biri. Tam 16 yıldır hapisanelerde ikamet ediyor. İktidar değişmez ve siyasi mahpuslara bir af çıkmazsa, en az 14 yıl daha ‘yatması’ gerekecek. Ancak Öztel, içerideki zamanını “ne zaman dışarı çıkarım” beklentisiyle değil, gece-gündüz düşünerek, yazarak, kısaca üreterek geçiriyor.

Tutsak yazar Adnan Öztel'den şiirler: "Yaralı Bir Asma Kütüğü I- II"

Kitap hakkkında bilgi:

Adnan Öztel’in insana seslenişi tek yönlü uçuk kaçık bir sesleniş değil. Birikimin yoğunluğundan damıtıyor yaratıcılığını. Adnan Öztel’in seslenişi direnmeyi yaşam biçimi bellemiş bir insanın, bir yaratıcı insanın konuşmasıdır. Onun konuşması dağlara, ırmaklara, ovalara yayılan bir çığlığın sözcüklere dökülmesidir. İlgi alanı geniş. Estetik, felsefe, şiir… daha ne olsun.

İnsancıl Yayınları

Acun Karadağ yazdı: "Biz dört duvarı yaşanılır kıldık esprilerimizle. "

14.10.2020

Kayseri

Sevgili Sibel hocam

Sevgili Temel hocam,

            Mektubunuzu aldık-aldım. Tüm mektuplara seviniyorum ama sizin yazdığınız beni ayrı mutlu etti. Temel hocam için bir yer bıraktığını ancak gözaltına alındığı için yazamadığını söylemiş Sibel hocam. Ben o boşluğu doldurdum. Çünkü Temel hocamın bizler için söylediği sözler ve gür sesi hala kulaklarımda. “Ben Acun’un yoldaşı olmaktan onur duyarım” demişti bir konuşmasında. Ben de sizlerin yoldaşı olmaktan onur duyarım.

Tutsak Yüksel Direnişçisi yazdı: “Yaratılmış suç isnatlarıyla insanların gözaltına alınmasına tepki göstermekten, bırakılmalarına sevinmeye kadar evrildik"

9 Ekim 2020

Merhaba Değerli Sibel hocam,

24.09.2020 tarihli mektubunuz ve kartlarınızı 9 Ekim’de aldım. Tam da görüşte Temel hocamızın bırakılmış olduğunu öğrenmiştim ki akşamı sizden mektup geldi. (…) Bugün görüşte Defne hanımın hiç gözaltına alınmamış olduğunu ve tüm gözaltıların bırakıldığını öğrendim. “Yaşasın!” dedim.

ONYEDİ YILLIK TUTSAK YAZDI: " Nefes almaya devam ettikçe, yaşam nedenlerimize sımsıkı sarılmaktan başka seçeneğimiz yok."

“Ankara DAL’ın marifetiyle 1981’de su toplayan sağ akciğerimden 82’de üç kilo su almışlardı; o sıra ölüm sınırından dönmüştüm. Neyse ki annemin balı ve sütü çok hızlı  toparlanmamı sağlamıştı. O akciğer, dağların en zor koşullarında yedi yıl taşıdı beni; sonra yedi yıl da şehirlerde, on yedi yıldır da zindanda taşıyor; virüse karşı gardını almış bekliyor, gayet cesur da…”

RESUL SARIGÜL

2 No'lu F tipi Cezaevi. İzmit-Kocaeli

***

09.08.2020

Sevgili Sibel, Sevgili Temel;

Merhaba!

Burhaniye hapishanesinden koronavirüse bakış

KORONAVİRÜS

Hayat eve sığmaz,

Çık sokağa…

Tecrit etme kendini,

Gelme oyuna…

 

Sosyal mesafe de neymiş,

Yaklaş komşuna,

İş arkadaşlarına,

Kardeşine, yoldaşına…

 

Sıklaştır saflarını,

Birleş, örgütlen, iste hakkını,

Koronavirüsten daha tehlikeli,

Asalak burjuvazi

         

MUSTAFA GÖK

BURHANİYE T TİPİ HAPİSHANE

Kaynak: Sibel Özbudun -Temel Demirer

ASMA KÜSMÜŞ

 

-Asma küsmüş!

-Ne asması, ne küsmesi abla?

Meral gülümsedi, Hüsam’ın gösterdiği tepkiyi ve içine düştüğü şaşkınlığı önemsemeden devam etti.

-Bugünlerde bir sıkıntın, derdin var mı?

-Abla ne diyorsun? Burası cezaevi, stres, sıkıntı günlük işlerden.

-Yok öyle günübirlik olan değil, daha derinden olan bir şeyden bahsediyorum. Ruhunu yaralayan, kalbini sıkıştıran, ışığını söndüren cinsten! Karamsarlık kötümserlik var mı? Bak varsa söyle!