Siteye Eklenen Tüm Yazılar

Batman M Tipi Kapalı Cezaevi İnceleme Raporu

16 Aralık 2010

OLAY
Cezaevinden zaman zaman alınan mektuplar ve iletilen sözlü duyumlarda cezaevinin koşulları konusunda şikâyetler dile getirilmiştir.10–17 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinlikleri çerçevesinde yapılan çalışmalar kapsamında Batman Cumhuriyet başsavcısı Mustafa Peker’e konu iletilmiş ve cezaevi ziyareti konusunda izin talebinde bulunulmuştur. Başsavcılığın verdiği izinle 16.12.2010 Çarşamba günü 11.45 itibariyle Batman M tipi Kapalı cezaevi ziyaret edilmiştir.

Türkiye Hapishanelerinde Tutulan Ağır Hasta Mahpusların Durumu

Türkiye’deki hapishanelerde Ocak 2011 itibariyle 122.404 hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır. Bunlardan 66.997’si hükümlü, geri kalan 55.407’si tutukludur. Türkiye hapishanelerinde bulunan mahpusların %45.3’ü tutuklu durumdadır. Mahpus sayısı ve tutuklu mahpus oranı oldukça yüksektir. Bu durum Türkiye’de ağır bir tutuklama rejimi uygulandığını göstermektedir.

Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri derneğimiz tarafından her yıl özel bir raporla kamuoyuna açıklanmaktadır. Bu raporda sadece 112’si ağır hasta toplam 266 hasta mahpusun durumu belirtilmiş ve çözüm önerileri sıralanmıştır.

Karadeniz Cezaevleri Raporu

2-4 Kasım 2011

GİRİŞ:

Çeşitli tarihlerde, Bafra, Giresun, Trabzon, Rize-Kalkandere ve Erzurum cezaevlerinde bulunan mahpuslar ve onların aileleri, cezaevlerinde yaşandığını iddia ettikleri hak ihlalleriyle ilgili İHD genel merkezimize ve Diyarbakır şubemize başvurarak yardım talep etmişlerdir.

Başvurular daha çok;

Tayyar Eroğlu'ndan Mektup Var: "Yaşanan ne olursa olsun “Gönlümüzde acılara daha çok yer var"

31.07.2012

Merhaba sevgili Adil Amca;

Umuyor ve diliyoruz ki sağlığın oldukça yerindedir. Bizler de gayet iyiyiz. Mayıs başlarında yolladığın kartı 18 Mayıs'ta almıştım ve oldukça da sevinmiştim. Ama peşinden de iletişim cezasını tebliğ ettiler. Dolayısıyla hemen cevap veremedim.

Urfa Cezaevi Raporu

16-18 Haziran 2012

Yaklaşık olarak 50 yıldır faaliyette olan Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevi köhnemiş binası, yetersiz koğuşları, sıhhî koşullardan uzak yapısı ile adeta yıllardır tutuklu ve hükümlüler için ceza üstüne cezanın uygulandığı bir mekan halini almıştır. 375 kişilik kapasitesi olduğu belirtilen cezaevinde 1057 tutuklu ve hükümlü kalmakta, bu nedenle tutuklu ve hükümlüler uyuma, yemek vb. ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılamaktan mahrum bırakılmaktadırlar.

Erol Zavar'dan Mektup Var!

Aşağıda mektubunu okuyacağınız Şair Erol Zavar kanser hastasıdır. Cezaevinde kaldığı sürece 21 kez ameliyat olduğu halde tahliye edilmemektedir. Adalet bakanı (2012 yılı itibariyle) mecliste bir soru önergesine verdiği cevapta, Erol Zavar gibi 500’ya yakın ağır hasta tutuklu ve hükümlünün olduğunu söylemiştir. Neden tahliye edilmediklerine dair bir açıklama yapılmamıştır.

Sevgili Öykü,

Merhaba,

Nasılsın?

Karşı Sanat'tan Tüm Devrimci Sanatçılara Çağrı: "Diyarbakır Hapishanesi Ne Yana Düşer"

Karşı Sanat tarafından, 12 Eylül’ün yıldönümünde, toplumun, toplumsal dinamiklerin sanatla olan dolayımsız bağlarını kurmakta etkin biçimde rol üstlenmeyi seçen tüm sanatçıları, 12 Eylül 2011 tarihinde KARŞI SANAT’ta, Diyarbakır Hapishanesi’ni, Diyarbakır Hapishanesi’nin katı gerçekliğini ve orada yaşananları tüm boyutlarıyla irdeleyen bir sergi için çağrıda bulunuldu.

Neden "Görülmüştür"?

"Cezaevlerinden gelen mektuplar ‘Görülmüştür’ mührüyle geliyor. Genellikle okumayı engellemeyecek yerlere mühür vuruluyor. Bazen de arka boş sayfalara. Ama kimi zaman da mühür, sahibinin içindeki kötülük potansiyelini gösteriyor. Buna örnek olarak Serkan Kaya ve Kamil Turanlıoğlu’nun, Sincan 1 no’lu F tipi cezaevinden yolladıkları karikatüre iyi bakmalısınız. Mühür, sayfada fazlasıyla boş yer varken, mektubun yollandığı çocuğa sunulan çiçeğin üzerine, hem de tam tomurcuğa vurulmuş."

Zindanda Açan Çiçekler: İçerdeki Deli Dalgalar

Edebiyat deyince aklımıza önce roman, öykü ve şiir gelir. Sonra da akımlar. Klasik, modern, realist, sürrealist, dadacı v.d… Ve bu akımların ülkemiz edebiyatına yansımaları olan 1. Ve 2. Yeni, Garip akımı, Toplumsal gerçekçilik, İmgeci gerçekçilik v.b. Bir de alt başlıklar olarak: Politik edebiyattan, Hapishane Edebiyatından, 12 Mart romanından, 12 Eylül edebiyatından söz edebiliriz. Hangi akımdan yazarsa yazsın yazar –şair, yaşadığı dönemin tanığı ve vicdanıdır deriz. Ya da öyle olmasını umarız.

Tutuklu Tıp Öğrencilerinden Mektup Var!

21 Ağustos 2012

Merhaba,

Başta sağlık emekçileri ve öğrencileri olmak üzere bütün emek örgütlerine içten yoldaşça selamlarımızı yolluyoruz.

6 Haziran 2012 itibari ile Sincan cezaevinde tutuklu olan 13 sağlık öğrencisiyiz. Tutsak alınmamıza sebep olan yaptığımız çalışmalardan bahsetmek adına bu mektubu kaleme aldık. Daha önce TÖK ve SES Öğrenci Komisyonu ile ilgili yazmıştık. Bu kez HASAT/Halk Sağlığı Topluluğu çalışmalarının ne olduğunu, neden HASAT'a ihtiyaç olduğundan bahsedeceğiz.

İsmet Ayaz'dan Mektup Var!

Sevgili Öykücan merhaba,

Sımsıcak kucaklıyorum özlemle. Sana uzun zamandır yazamadım. Hani yazamamanın gerekçesinden ziyade mahcubiyetini yaşadım. Ring yolculuklarıyla tetkik ve tahlillerle halen uğraşmaktayım.

Annene, babana benden kocaman selam ve sevgilerimi ilet. En son Adıyamandayken mektubun bana ulaşmıştı. Halen de önümü göremedim doğru dürüst yazamadım işte.

Abdullah Güven'den Mektup Var: "12 Eylül'de bile olmayan bir baskı var"

“Dışarda yaşam zorlaştığı gibi cezaevlerinde de öyle. Hastaları bile tedavi etmiyorlar. Ya da tedavilerini yarıda bırakıp gönderiyorlar. mektup yazmak, protesto etmekle bile “disiplin” cezasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bir çoğumuz aylarca ceza alıyoruz. Etkinliklerden men açık görüş cezası veriyorlar. Elbette bunu anlıyoruz 12 Eylül'de bile olmayan bir psikolojik baskıyla karşılaşıyoruz. Dışardan gelen bir hediye bile sakıncalı görebiliyorlar. Arkadaşlarımızın aileleri uzaklardan geliyorlar ama bazen sırf evrak yüzünden görüş bile yaptırmıyorlar.

Hoşgeldin Hücreme Çocuk

Öykü’ye

Küçük yüzünde polen yağmurları

Saçları gelecek hayat sarmaşığı

Suskun çığlıklarla çıplak bayırlar boyu,

 

Yaşlı, kuru, yapraksız ağaçlara

Su taşır gözlerinde...

Ve...

İner pencereme gece mavisi

Ay ışığı düşer hücreme

Bir dünya aranır yarına,

Büyür yavaş yavaş

Islak, buğulu, derin...

Bir çiçek açar birdenbire

Aydınlık, sıcak apak....

Siyah Salı bir gül değer alnıma,

Tutuşur şafağın masum bağrında,

Işıldar yavaş yavaş

"GÖRÜLMÜŞTÜR" Ama Çözülmemiştir

  1. 12 EYLÜL 1980 SONRASI CEZAEVLERİNDE 80 BİN TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ VARDI. BU GÜN İTİBARİYLE 130 BİN TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ VAR. CEZAEVLERİNDE YATAK SORUNU, HİJYENİK SORUNLAR, SU SORUNU, DOKTOR, DİŞ DOKTORU VE HEMŞİRE YETERSİZLİĞİ SORUNU ÇÖZÜLMEMİŞTİR.
  2. UZUN TUTUKLULUK SÜRESİNİN YOL AÇTIĞI MAĞDURİYET SORUNU ÇÖZÜLMEMİŞTİR.
  3. HASTA MAHPUSLARI RENCİDE EDEN ÜÇLÜ PROTOKOL SORUNU ÇÖZÜLMEMİŞTİR.

Filistin Günlüğü

12 Eylül ve Filistin Günlüğü cezaevine geldi beni/bizi buldu. Bir solukta okudum. Heyecan ve hüznü, acıları, hasreti, bir arada yaşattın bana. Zaman zaman o çatışma anlarını anlattığında o anları yaşarcasına gerildim. Ayrılıklarda, gelen gelen mektuplarda en insani duygular içerisinde olup gözyaşlarıma hakim olamadım.

Türkiye'nin Mandela'larından Halil Gündoğan kimdir?

12 Eylül'de idam cezası alan Halil Gündoğan, 1988'de 29 kişiyle birlikte Metris'ten kaçtı. Gündoğan, yazdığı 'Metris'ten Munzur'a Bir Firarinin Öyküsü' adlı kitabıyla kaçışı anlattı

Sınıra yaklaşınca araç durdu. "Araçla yolculuk buraya kadar" dediler. İki kişi onları Meriç'e kadar götürecekti. Orada bir başka 'arkadaş' görevi devralıp şişme botla karşıya geçmelerini sağlayacaktı. Karşı tarafta kimse karşılamayacaktı. Başlarının çaresine bakacaklardı.