"Bir hapishane hikayesi: Tesadüf..."
18 Temmuz 2022
TESADÜF
(Bir Hapishane Hikayesi)
18 Temmuz 2022
TESADÜF
(Bir Hapishane Hikayesi)
ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!
Belki kayda alınmamış bir adres gibi, hafızanızdan silinmiştir yaşadıklarımız!.. Ama yakıcı bir dirilikte bende duran o gerçeğin arşivinden sesleniyorum sesimi duyurmak için.
Bunun için yaşımdan büyük sözler söyleyeceğim!..
8 Kasım 2021
Şair yola düştü:
"İbrahim’in eriyen bedenini gördüğünde, kendi abisi geldi gözlerinin önüne ve Maviş gözlerinden süzülen yaşlar eşliğinde, henüz bir yıl evli kalmış İbrahim’in ölmemesi için dua etmeye başladı."
Kasım 2019
YILANLA TANIŞMA
Köye ilk gelişim değildi. Birkaç yıl öncesinden annemin kucağında tarlaya gidişimiz ve oradan günebakan hasadıyla ilgili puslu anılar vardı hafızamda. Bu defa babam var yanımda, annem İstanbul’da kalmış.
Gece amcamlardaydık ve babam beni gün doğmadan uyandırdı. Avluya çıktığımızda ayazdan titrer durumdaydım. Yola çıkmadan önce babam elime bir ekmek parçası tutuşturdu.
“Yolda köpekler havlayıp üzerimize gelecek. Onlara atarsın bunu.” dedi.
DENİZLE TANIŞMA
“Mesut babasıyla denize mi gidecekmiş bugün.”
Sabah uyandıktan hemen sonra başlayan annemin bu yönlü söylemleri heyecanlandırıyordu beni. Öncesinde televizyonda ve köye giderken otobüsün içinden görmüşlüğüm vardı denizi. Şimdi televizyondaki gibi içine de girecektim. Annemin beni heyecanlandıran söylemlerine, yüzümde gülücüklerle “Denize gitçez” diye cevap veriyordum.
RAKKA'DA AŞK
Kıraç tepedeki mezar taşlarına asılı örüklü saçlar ağıtlarını yele bırakıyordu. Yüzü kuru nehir yataklı kadın, toprağı yeni yığılmış mezarın taşını bir bebek gibi kucaklayıp ulumakta. Zaman önüne kattığı her şeyi sürükleyen sel akışında. Toprağın holü içine işleyince doğruluyor. Genzini temizliyor. Kuşağından çıkardığı hançerle her iki beliğini diplerden kesiyor.
Bağırsaklarında düğümlenmiş korkuyu çözmek, dağın yüksekliğini değil, derinliğini keşfedebilmektir özgürlük.
Şimdi oyuncağına küfredilmiş bir çocuğun ıslak gözlerine benziyor öfkem. Kapımda karavana vaktinden başka açılmayan bir mazgal ve dört yanımda karanlığın hükmüne boyun eğmiş namussuz duvarlar, gecenin bağrına çekilen korsan bir bayrak gibi dikleniyor gülüşlerime. Fakat yüreğimde "birden bire değil, usul usul" büyüyen bir ordu sevda var. Ve düşlerimde umudun yılmayan ustası.