Fax Var!

19 Kasım 2012

Sevgili Adil,

Bu fakstan önce de bir faks göndermiştim. Şimdi de 24.09.2012 tarihli kartına kısaca cevap yazarak duruşmama bir açıklık getirmek istiyorum. İletişim yasağım 15 Kasım itibarıyla 15 Şubat 2013 tarihine kadar kalkmış bulunuyor. İşte bu sevindirici bir haber değil mi?

Açlık Grevindeki İki Kadın Tutsaktan Zeynep ve Züleyha'dan Mektup Var

sizi direnişimizi destekleyerek sesimize ses olmaya çağırıyoruz...

"Ve işte uçurum bize yaşamak... Bir yanımız Sunî bir "Hayat", bir yanımız yaşam süsü verilmiş intiharlar içinde bir hayat-sızlık ve öte yanımız hakikat özlemiyle yanıp tutuşan, yaşamaya ölesiye bağlı bir yaşam mücedelesi. Bu kıyamet-bu direniş Kaf Dağı'nın ardında ya da Feza'de değil ! Yaşadığımız coğrafyada gözümüzün önünde. İşte gözümüzün önünde uçurum derinliği çelişkilerde yiten nice can... "

"Genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum"

Değerli Adil Okay,

Dilerim iyisiniz. Doğrudur, epey oldu yazışmayalı. Siz de yoğunsunuz her zaman; bu gözden kaçmıyor. Son olarak bir mektup bir de resim göndermiştim aslında. Anladığım kadarıyla ulaşmamış.

Ben evli değilim. Doğal olarak çocuğum da yok. Diğer yandan, odamdaki tüm arkadaşlar da bekar ve çocuğu olan yok. Keşke bu konuda size yardımcı olabilseydim. Zira, genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum. Öykü'cük ise herkesin sevgilisi olmuş zaten.

31 Yıldır Tutsak Olan Tahir Canan'dan Yeni Mektup

“Varlıklı ile yoksul karşı karşıya, cephesel duruş içinde. O nedenle, adalet mülkün temeli denmiş! İnsanlığın temeli denmemiş. İnsansal ve tarihsel bir önemi varsa önümüzdeki ayna; 17 bin faili meçhul cinayetlerdir! Bu hukuk ve adaletin ne kadar çalışıp çalışmadığını bize yeteri kadar göstermektedir. Mapushanede olanlar, acı çekenler, asmayıp da besledikleri (!!!) olsa gerek. Hani buna beslediler desek de kendi kesemizden yedik, içtik, üstüne bir de vergi verdik. Savaşlarını finanse etmiş olduk! İrademiz dışında yapılan katliamlara suç ortağı olduk. Her şey komikleşti!

"Nereye kadar, ne kadar insanlarımızı tutuklayacaklar? Tutuklansalar bile yol ve yolculuk utkuya işaret ediyor"

Keke Adil Heval'e

Uzunca bir sürenin ardından haber almanın sevinciyle selam, sevgi ve saygılarımla merhaba. Değerli Kekemin şahsında başta Tülin arkadaş olmak üzere oradaki tüm canlara – dostlara buradan selamlarımı, saygılarımı sunarım.

29 Yıldır Tutuklu Muzaffer Öztürk: 12 Eylül Darbe Yargı Kararları Uygulanmaya Devam Ediyor

YAŞAMININ 29 YILINI CEZAEVİNDE GEÇİREN, 2029 YILINDA TAHLİYE EDİLMEYİ BEKLEYEN VE HALEN TEKİRDAĞ 1 NOLU F TİPİ CEZAEVİ’NDE YATAN MUZAFFER ÖZTÜRK’ÜN CEZAEVİNDEN YOLLADIĞI AÇIK MEKTUBU AŞAĞIDADIR.

***

ANAYASA’YA KARŞIN 12 EYLÜL YARGILAMALARI PRATİK OLARAK DEVAM EDİYOR

Mustafa Korkmaz'dan Mektup Var

Sevgili Adil,

Kitaplarınızı aldım, teşekkür ederim. “12 Eylül ve Filistin Günlüğü” kitabınızı gelir gelmez hemen okudum, deyim yerindeyse nefes nefese okudum. Beğendim, güzel yazmışsınız. Daha doğrusu, günlüğü nesnel, gerçekçi ve tarafsız bir bakış açısıyla tutmuşsunuz. Okurken üzüldüm, heyecanlandım.

İbrahim Şahin'den Mektup Var

Sevgili Adil can merhaba.

Umuyorum iyisindir. Gönderdiğin sanat broşürlerindeki resimlerden ve haberlerden anladığım kadarıyla da iyisin. Aldığın ödül için ben de seni tebrik ediyorum, tüm içtenliğimle paylaşıyorum sevincini.

Sana yazmak için geciktim. Çünkü mektup cezaları, ara ardı ardına geliyor. İki ayrı mektup cezası arasında sana biriken mektupları veriyorlar; aynı esnada mektup verebiliyorsun. Dolayısıyla da o an gelen mektuplara cevap veremiyor, bunu cezanın bitişinde yapabiliyorsun.

Bu nedenden dolayı da sana ancak şimdi yazabiliyorum.

Halil Gündoğan'dan Mektup Var: "Duyarlılığını yitirmeyen dostlara sahip olmak güzel"

30.09.2012

Değerli Dost Merhaba.

Umuyorum ki hep birlikte iyisinizdir. Sevgi ve dostlukla sıkıca kucaklıyorum her birinizi.

Göndermiş olduğun kartı 24 Eylül’de aldım. 2+1 aylık, üst üste bindirilmiş mektup yasağı vardı. 23 Eylül’de bitti. Sırada yenileri de var elbet, ancak henüz kesinleşmemiş olduklarından, uygulamaya sokulması bir sonraki yıla sarkar gibi.

Nihat Konak'tan Mektup

4 Ekim 2012

Merhaba Adil;

Sevgili arkadaşım, gönderdiklerini aldım. Kart dışında öykünün bir fotoğrafı, çizimi ve senin çekmiş olduğun martılı mavi gökyüzü vardı zarfın içinde. Gazete ve dergiler üzerinden sizi izliyorum. Oradan da yoğun olduğunu çıkartmak mümkün. Öykü nasıl, gönderdiğin fotoğraf eski galiba. Daha büyük olması gerekiyor diye düşündüm.

Cuma Özkan'dan Mektup

4 Ekim 2012

Adil Yoldaş Merhaba,

Bu resimde dikkatini çekecek Şehriban'ın ceketinin omuzlarından sular damlıyor. Bir İlkbahar yağmurunun altında bekletilmişlerdi. Görüş gününde, içerde sırılsıklam halini görünce, çocuğa çok acıdım. Okuldan çıkmış, koşa-koşa görüş yerine ulaşmış. İçeriye alınması saatler sonra olmuş. Bu arada yağmurda ıslanmak onların "kaderi" olmuş.

Sevgilerimle

Cuma ÖZKAN
H Tipi Cezaevi G-8
G.Antep

Hasan Gülbahar'dan Mektup Var

Sevgili Adil, bir taraftan işte böyle gözümüz dışarda. Aslında gönlümüzde. Geçen aylarda 3. Yargı Paketi ile üç arkadaşı tahliye ettiler. Şimdi 7 kişiyiz. Sadece birkaç arkadaşın birkaç yıllık cezaları var. Diğerlerimiz ağır mahpus durumunda. Uzun yıllardır yatanlarız. Benim için de şu 12 Eylül yargılamalarının geçersiz kılınması yasalaşırsa bir çıkış gerçekleşebilir. Öneriyi AKP milletvekili vermiş, şu katliamcı faşistlerin tahliyesini sağlayan yasayı hazırlayan Manisa Milletvekili. Ortalık Suriye için bu denli karışık olmasaydı bu ay 4.Yargı Paketi ile birlikte ele alınacaktı.

Barış Önal ve İlhan Kaya'nın Mektubu

Merhaba Cansel Abla

Seni ve tüm aileni, Spartaküslerden, Bedreddinlerden, Mahirlerden aldığı bayrağı yere düşürmeyen bugünün ve yarının kahramanları olan devrimcilerin en derin ve coşkun duygularıyla selamlıyoruz.

Yarattığın değer öyle bir emeğin ürünü ve öylesine güzel ki onu düşünmek sanki bu dünyada açmış en güzel çiçeği koklamak, tarihin en parlak sayfalarında soluksuz okunan cümlelere kendi gözlerinle bakmak, tanık olmak gibi.

12 Eylül'de Açlık Grevine Başlayan Sakıp Hazman'dan Mektup

İLK 12 Eylül 1980'de Siverek'te, 15 yaşında bir çocuktum. Ama hiç unutmam, sabah uyandığımızda evimizin üstü asker doluydu.

(...)

İKİNCİ 12 Eylül ise 1992'deydi. Bir gece vakti, polis baskınıyla gözaltına alınmıştım.

(...)

İşte ÜÇÜNCÜ 12 Eylül'de de açlık grevime başladım.

Sevgili Adil, merhaba.

Öncelikle iyi olmanızı diliyor, şahsında tüm güzel Okay ailesine sevgilerimi yolluyorum. Tabi güzel Öykü'ye çok çok özel selamlarımızı iletiyorum.