Tahir Canan'dan Mektup Var: "Bu devlet benim hayatımı çaldı"
Merhaba Sevgili Adil Okay;
Merhaba Sevgili Adil Okay;
Kekeme,
Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba. Tülin hevale ve Mersin'in tüm özgür yaşam sevdalılarına selamlarımı iletirim.
21 Ekim 2012
Sevgili Adil,
Merhaba… Kısa mektubunu ve kartı aldım. Çok çok sağolasın. Bu gün de Güney dergisindeki yazını okudum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sadece bu değil, asından ve dergilerden çalışmalarınızı izliyoruz. Bu denli enerji ve çabanız için ayrıca kutluyorum seni.
Ben genellikle (kızına) Öykü’cüğümüze yazdım. Ona yaşamın sevgi dolu yanlarını yansıtmaya çalıştım. Mahpus dünyasının hüznünü görmesin istedim. (…)
Soruların üzerine kısaca kendimden söz edeyim.
Merhaba
Adil, Tülin ve Öykü arkadaşlar.
Sizi özlemle kucaklıyorum. Tutsakların sürgün furyasından biz de nasibimizi aldık. Hem de nasıl bir nasib! Ülkenin bir ucundan öbür ucuna. Herhalde zarfın üzerindeki adresi görünce şaşırmış olmalısınız. Böyle bir sürgünü bekliyordum ama Karabük benim için sürpriz oldu. Asıl sürpriz ise, temel ihtiyaç olan eşyalarımızın geldiğimiz cezaevinde bırakılıp getirilmemesidir. Nasıl olur deme! Burası Türkiye, Tayyip tipi cumhuriyetin, Tayyip gibi hapishaneleri bunlar da.
Gülazer Akın
M Tipi Cezaevi
A-3 ADIYAMAN
Ahmet Tonak, 11 Kasım 2012 tarihli Birgün Gazete'sindeki köşesinde, açlık grevindeki Dilşah Kocakaya'nın mektubuna yer verdi. Mektubu aynen yayınlıyoruz.
11 Kasım 2012
Ben Dilşah Kocakaya,
Merhaba Sevgili Adil Okay, İktidarlı uygarlık dünyasında fikirler, göğün altında parıldayan bir kılıçtan daha tehlikelidir, meşru olmayan yönetimler için büyük bir kısmı her zaman tehlikelidir, diğer geriye kalanı ise insana evrenin merkezinde güvenle duran bir gezegeni bile sorgulatır. Tarihsel tüm deneyimler göstermiştir ki düşüncelerden korkan bir yerde toplumsallık ya dağılma noktasına gelmiş ya da karanlık bir cehenneme dönmüş demektir.
Resul KOCATÜRK
E Tipi Cezaevi
GİRESUN
Sevgili Adil,
Merhaba,
Nasılsın? Öykü, Tülin, çocuklar nasıllar?
24 Eylül'de postaladığın mektup ve kartı bugün aldım. İki aylık mektup yasağı bugün bitti.
19 Kasım 2012
Sevgili Adil,
Bu fakstan önce de bir faks göndermiştim. Şimdi de 24.09.2012 tarihli kartına kısaca cevap yazarak duruşmama bir açıklık getirmek istiyorum. İletişim yasağım 15 Kasım itibarıyla 15 Şubat 2013 tarihine kadar kalkmış bulunuyor. İşte bu sevindirici bir haber değil mi?
Kasım KARATAŞ
T Tipi C.Evi A-12
KARABÜK
Merhaba Adil Arkadaş, Dost;
Kartından sonra gönderdiğin kitapların da ulaştı. Çok teşekkürler. Eşine de kardeşçe sevgiler.
sizi direnişimizi destekleyerek sesimize ses olmaya çağırıyoruz...
"Ve işte uçurum bize yaşamak... Bir yanımız Sunî bir "Hayat", bir yanımız yaşam süsü verilmiş intiharlar içinde bir hayat-sızlık ve öte yanımız hakikat özlemiyle yanıp tutuşan, yaşamaya ölesiye bağlı bir yaşam mücedelesi. Bu kıyamet-bu direniş Kaf Dağı'nın ardında ya da Feza'de değil ! Yaşadığımız coğrafyada gözümüzün önünde. İşte gözümüzün önünde uçurum derinliği çelişkilerde yiten nice can... "
Değerli Adil Okay,
Dilerim iyisiniz. Doğrudur, epey oldu yazışmayalı. Siz de yoğunsunuz her zaman; bu gözden kaçmıyor. Son olarak bir mektup bir de resim göndermiştim aslında. Anladığım kadarıyla ulaşmamış.
Ben evli değilim. Doğal olarak çocuğum da yok. Diğer yandan, odamdaki tüm arkadaşlar da bekar ve çocuğu olan yok. Keşke bu konuda size yardımcı olabilseydim. Zira, genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum. Öykü'cük ise herkesin sevgilisi olmuş zaten.
'' İnsanın kendi kalabilme savaşı savaşların en zoru, en onurlusudur.''
“Varlıklı ile yoksul karşı karşıya, cephesel duruş içinde. O nedenle, adalet mülkün temeli denmiş! İnsanlığın temeli denmemiş. İnsansal ve tarihsel bir önemi varsa önümüzdeki ayna; 17 bin faili meçhul cinayetlerdir! Bu hukuk ve adaletin ne kadar çalışıp çalışmadığını bize yeteri kadar göstermektedir. Mapushanede olanlar, acı çekenler, asmayıp da besledikleri (!!!) olsa gerek. Hani buna beslediler desek de kendi kesemizden yedik, içtik, üstüne bir de vergi verdik. Savaşlarını finanse etmiş olduk! İrademiz dışında yapılan katliamlara suç ortağı olduk. Her şey komikleşti!
Keke Adil Heval'e
Uzunca bir sürenin ardından haber almanın sevinciyle selam, sevgi ve saygılarımla merhaba. Değerli Kekemin şahsında başta Tülin arkadaş olmak üzere oradaki tüm canlara – dostlara buradan selamlarımı, saygılarımı sunarım.
8 Ekim 2012
Merhaba yoldaşım Adil
Silav û Rêz
Yolladığınız kartpostal ile kitabınızı aldım. (…) Arzu arkadaş, adresimi size vererek yazmanızı sağladığı için ona da teşekkür ederim. (…)
YAŞAMININ 29 YILINI CEZAEVİNDE GEÇİREN, 2029 YILINDA TAHLİYE EDİLMEYİ BEKLEYEN VE HALEN TEKİRDAĞ 1 NOLU F TİPİ CEZAEVİ’NDE YATAN MUZAFFER ÖZTÜRK’ÜN CEZAEVİNDEN YOLLADIĞI AÇIK MEKTUBU AŞAĞIDADIR.
***
ANAYASA’YA KARŞIN 12 EYLÜL YARGILAMALARI PRATİK OLARAK DEVAM EDİYOR
Sevgili Adil,
Kitaplarınızı aldım, teşekkür ederim. “12 Eylül ve Filistin Günlüğü” kitabınızı gelir gelmez hemen okudum, deyim yerindeyse nefes nefese okudum. Beğendim, güzel yazmışsınız. Daha doğrusu, günlüğü nesnel, gerçekçi ve tarafsız bir bakış açısıyla tutmuşsunuz. Okurken üzüldüm, heyecanlandım.