Ferhat Arslan'dan mektup var

18 Ocak 2013

Merhaba Sevgili Hewalim Berdan

Açık havada olmak,volta atmak şöyle bir saate yakın gökyüzüne bakıpta yaşıyorum diyebilmek. Dağıtıyor birden bire efkarlı bulutlarını,rüzgarın getirdiği uzak kır kokuları genzimizi yakarken güneşin ve sevginin gülümseyen sevinci doluyor. Bengi suyuyla yaşamın altın tesbisini ile kuşların uzak uzak uçuşlarını izlemek hüzün versede biraz yaşamla aramızdaki köprüleri yeniden kuruyor.

Dilek Hoş Adana Karataş Cezaevinden Yazıyor

7 Ocak 2013

Merhabalar...

Nasıl başlamalı söze bilemiyorum. Zira ilk defa böyle bir yazı kaleme alıyorum. Günlük pratikte yaşadığım ama kağıda dökerken zorlandığım bir konu üzerine yazacağım. Yazarken zorlanmamın sebebi; doğru kelimelerin yan yana dizilerek oluşturacakları doğru cümleleri bulabilme düşüncesinden kaynaklanıyor... Artık anlatmaya başlayalım...

Latife Baran'ın Anısına

Ey döküntüler oyuğu ülkem, açık ve acı kuyu. Solgun ve yediveren, kör kaşit, derinliklerin bahtı karası, kayıp derviş, renksiz bahar. “Çekmediğin acı kaldı mı? Dalga kaldı mı seni yutmayan, boğulmadığın kasırga, yemediğin vurgun! Kaldı mı seni hançerlemeyen kancık pusu, düşürmeyen kahpe hıyanet? Bir mezardan bir mezara ağıt yaka yaka bağrı deşilmeyen gelinin kaldı mı?” Eski kasemlerden ağuyu, kadim yakarışlardan kanı yudumlamayan anan kaldı mı? Yara açıp sonra yaraları kapatmak için yapılan makyajlara tapmayan erkeğin, ikbaline tecavüz edilmeyen çocukların kaldı mı?

Sadık Almakça'dan Mektup Var: "Kendimi dışarısı için hazırlamaya çalışıyorum"

Sevgili Adil abi bana geçen gün İsviçre'den bir mektup geldi. Nazir Atilla adında bir arkadaşımdı. Üstelik köylümdür. 22 yıldır birbirimizden hiç haberimiz bile yoktu. Baktım ki mektubunda; Adil Okay abiye mektup yazıyorsun o da sitede yayınlıyor. Adresini de oradan aldım ve sana yazdım diyor. Ayrıca Londra'daki ve Almanya'daki arkadaşlarım da aynısını söylediler. Bundan dolayı sana ayrıca teşekkürlerimi bildiriyorum. Nazir benim çocukluk arkadaşımdı. Birlikte çobanlık yaptık, tarlada yolma işlerinde çalıştık. Çokta temiz ve dürüst bir arkadaştır.

“Terör” Terörü ve Üniversite için Birkaç Söz

Kesin olan, bu durumda iyimserliğin ve aptallığın budalalara bırakılması; içinde şüphe, güvensizlik ve huzursuzluk uyanan herkesin daha önce bir kez engellenemeyeni engellemek için bir araya gelmesi gerektiği. Sonradan pişman olmaktansa, önceden uyanık olmak daha iyidir ve uyanık olmamız gerektiğini anlamak için artık daha fazla kanıta ihtiyacımız yok.”

Ulrike M. Meinhof
(Protestodan Direnişe, s.31)

Aralık 2012