Sincan'dan mektup var: "F Tipi Filmi Birlikte İzleyelim"

Merhaba Dostlar;

Tanıyorsunuzdur bizi. Yıllardır tutulduğumuz tecrit hücrelerinden her fırsatta yazdık size. Dilimiz döndüğünce uygulanan tecriti, amacını ve sürdürdüğümüz mücadeleyi anlattık.

SABIRLA DİNLEDİNİZ.

Her vesileyle tecrite karşı mücadelede omuz omuza olmaya çağırdık sizi. Sesinizi sesimize katmanızı istedik. Gelemediğinizde bile YÜREĞİNİZLE YANIMIZDA OLDUNUZ.

Bu kez yanınıza 9 yönetmen tarafından çekilmiş olan “F TİPİ FİLM”İ BİRLİKTE İZLEYELİM demeye geldik.

Baki Yaş'tan mektup

Eşim Elif, birlikte yakalandık. Birlikte yargılandık. Birlikte ceza aldık. Birlikte 18 yılı zindanda devirdik. Birkaç hafta sonra 20. yılımızı kutlayacağız. 18 yılı içeride geçen. Bir yastıkta değil ama aynı infaz dosyasında kocadık. 28 Şubat günü, bizim dosya Ankara’da yeniden görüşülecekmiş. Belki ikimizi de duruşmaya götürürler. Böylece tam 8 yıldır sesini bile duyamadığım eşim Elif’le, belki birkaç dakika da olsa bir araya geliriz…"

BAKİ YAŞ

F TİPİ HAPİSHANE  C12-103

BOLU

Resul Kocatürk'ten Mektup Var: "Görülmüştür Ekibine Sevgilerimizi Gönderiyoruz"

Sevgili Serdar Merhaba,

Biz tutsaklara bilcümle güzellikleri ve dost sıcaklığını taşıyan değerli mektubunuzu aldık.

Tüm içtenliğiyle her an yanı başımızda hissettiğimiz Sevgili Adil hocamızın ‘Görülmüştür’ isimli çok anlamlı sergi çalışmasının biz devrimci tutsaklar için yeni bir ‘yaşam’-‘özgürlük’ penceresi açılmış olmasına vesile olarak ‘Görülmüştür’ internet gazetesinin oluşturulmasını coşkuyla karşıladık.’Görülmüştür’ ekibini can-ı gönülden kutluyor, sevgilerimizi gönderiyoruz.

28 yıldır hapishanede olan ve tek kişilik hücrede kalan Muzaffer Öztürk’ten mektup var…

21 Ekim 2012

Sevgili Adil,

Merhaba… Kısa mektubunu ve kartı aldım. Çok çok sağolasın. Bu gün de Güney dergisindeki yazını okudum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sadece bu değil, asından ve dergilerden çalışmalarınızı izliyoruz. Bu denli enerji ve çabanız için ayrıca kutluyorum seni.

Ben genellikle (kızına) Öykü’cüğümüze yazdım. Ona yaşamın sevgi dolu yanlarını yansıtmaya çalıştım. Mahpus dünyasının hüznünü görmesin istedim. (…)

Soruların üzerine kısaca kendimden söz edeyim.

Böyle Bir Sürgünü Bekliyordum

Merhaba

Adil, Tülin ve Öykü arkadaşlar.

Sizi özlemle kucaklıyorum. Tutsakların sürgün furyasından biz de nasibimizi aldık. Hem de nasıl bir nasib! Ülkenin bir ucundan öbür ucuna. Herhalde zarfın üzerindeki adresi görünce şaşırmış olmalısınız. Böyle bir sürgünü bekliyordum ama Karabük benim için sürpriz oldu. Asıl sürpriz ise, temel ihtiyaç olan eşyalarımızın geldiğimiz cezaevinde bırakılıp getirilmemesidir. Nasıl olur deme! Burası Türkiye, Tayyip tipi cumhuriyetin, Tayyip gibi hapishaneleri bunlar da.

Yasakların Çok Olduğu Bu Dünyada İki Tür İnsan Yaşamaya Başladı

Merhaba Sevgili Adil Okay, İktidarlı uygarlık dünyasında fikirler, göğün altında parıldayan bir kılıçtan daha tehlikelidir, meşru olmayan yönetimler için büyük bir kısmı her zaman tehlikelidir, diğer geriye kalanı ise insana evrenin merkezinde güvenle duran bir gezegeni bile sorgulatır. Tarihsel tüm deneyimler göstermiştir ki düşüncelerden korkan bir yerde toplumsallık ya dağılma noktasına gelmiş ya da karanlık bir cehenneme dönmüş demektir.

Fax Var!

19 Kasım 2012

Sevgili Adil,

Bu fakstan önce de bir faks göndermiştim. Şimdi de 24.09.2012 tarihli kartına kısaca cevap yazarak duruşmama bir açıklık getirmek istiyorum. İletişim yasağım 15 Kasım itibarıyla 15 Şubat 2013 tarihine kadar kalkmış bulunuyor. İşte bu sevindirici bir haber değil mi?

Açlık Grevindeki İki Kadın Tutsaktan Zeynep ve Züleyha'dan Mektup Var

sizi direnişimizi destekleyerek sesimize ses olmaya çağırıyoruz...

"Ve işte uçurum bize yaşamak... Bir yanımız Sunî bir "Hayat", bir yanımız yaşam süsü verilmiş intiharlar içinde bir hayat-sızlık ve öte yanımız hakikat özlemiyle yanıp tutuşan, yaşamaya ölesiye bağlı bir yaşam mücedelesi. Bu kıyamet-bu direniş Kaf Dağı'nın ardında ya da Feza'de değil ! Yaşadığımız coğrafyada gözümüzün önünde. İşte gözümüzün önünde uçurum derinliği çelişkilerde yiten nice can... "

"Genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum"

Değerli Adil Okay,

Dilerim iyisiniz. Doğrudur, epey oldu yazışmayalı. Siz de yoğunsunuz her zaman; bu gözden kaçmıyor. Son olarak bir mektup bir de resim göndermiştim aslında. Anladığım kadarıyla ulaşmamış.

Ben evli değilim. Doğal olarak çocuğum da yok. Diğer yandan, odamdaki tüm arkadaşlar da bekar ve çocuğu olan yok. Keşke bu konuda size yardımcı olabilseydim. Zira, genel olarak duyarlılığınız ve cezaevlerine olan ilginize son derece değer veriyorum. Öykü'cük ise herkesin sevgilisi olmuş zaten.

31 Yıldır Tutsak Olan Tahir Canan'dan Yeni Mektup

“Varlıklı ile yoksul karşı karşıya, cephesel duruş içinde. O nedenle, adalet mülkün temeli denmiş! İnsanlığın temeli denmemiş. İnsansal ve tarihsel bir önemi varsa önümüzdeki ayna; 17 bin faili meçhul cinayetlerdir! Bu hukuk ve adaletin ne kadar çalışıp çalışmadığını bize yeteri kadar göstermektedir. Mapushanede olanlar, acı çekenler, asmayıp da besledikleri (!!!) olsa gerek. Hani buna beslediler desek de kendi kesemizden yedik, içtik, üstüne bir de vergi verdik. Savaşlarını finanse etmiş olduk! İrademiz dışında yapılan katliamlara suç ortağı olduk. Her şey komikleşti!

"Nereye kadar, ne kadar insanlarımızı tutuklayacaklar? Tutuklansalar bile yol ve yolculuk utkuya işaret ediyor"

Keke Adil Heval'e

Uzunca bir sürenin ardından haber almanın sevinciyle selam, sevgi ve saygılarımla merhaba. Değerli Kekemin şahsında başta Tülin arkadaş olmak üzere oradaki tüm canlara – dostlara buradan selamlarımı, saygılarımı sunarım.