Makale

KAHVERENGİ TONLU COVİD-19 GÜNLERİNDE (C)EZAEVLERİ[*]... ve "KORONA GÜNLERİNDE MAHPUSLUK"

“O çocuklar

O yapraklar

O şarabi eşkıyalar

Onlar da olmasalar

Gayri benim kimim var.”Anchor[1]

Corona’yı; corona günlerinde (c)ezaevlerini; oradaki kardeşlerimizi konuş(tur)mak yürek ister ve ‘Korona Günlerinde Mahpusluk-Tutsakların Korona Günlükleri’[2] bunun bir yanıtıdır.

“Korona Günlerinde Mahpusluk” kitabının yayınlanmış olması zemheri soğuklarına direnme gücü verdi.

"Dışarıdakiler mahsus mahallerde nelerle karşılaşıldığına ilgi duymaz oldular. Kanıksanma ve yüzeysel yaklaşımlarla geçiştirmeyi esas almaktalar. Kanıksanmaya alıştırılanlara inat, sesimize ses olan, duymayanlara duyurmak için yola çıkan Adil Okay'ın bu dosyayı hazırlaması takdire şayandır.

Tutuklu gazeteciler haber yapmayı özlediler...

Van’da helikopterden atılan iki köylünün haberini yaptıkları için yaklaşık dört aydır tutuklu bulunan dört gazeteci arkadaşımızdan biri olan Cemil Uğur’un pek çok başka mahpus gibi kitaba ihtiyacı var. Şöyle diyor: “Cezaevi kütüphanesinden ayda iki kitap alabiliyoruz. Odada üç kişiyiz. Böylece odaya 6 kitap gelebiliyor. Ancak ayda 6 kitap, benim için çok az. Burayı bir okul olarak görüp, kendimi geliştirmek istiyorum. Böylece dışarıya çıkınca daha iyi haberler yapabilirim. Haber yapmayı, haberler için çekim yapmayı çok özledim. Bu nedenle iddianamenin hazırlanmasını dört gözle bekliyorum.

Açlık grevi

Yorgun ama imanlı bedenlerin ahlaki, vicdani itirazına, isyanına bir kez daha tanıklık ediyoruz. Bu güçlü itiraz içeriden; 7’den 70’e bu ülkede insanca yaşamak isteyenlerin tutulduğu cezaevlerinden yükseliyor.

Kölehane mi, hapishane mi?: "Görülmüştür"

Kelimelerin sakıncalı, harflerin korkak olduğu bir mektup nasıl yazıla bilinirse, öyle yazmış Van Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Ziya Ataman. Mektuplarını, çok güzel olan el yazısından dolayı zevkle, bir çırpıda okurdum daha önceleri. Ancak bu mektup farklıydı. Mektuba adeta tecrit, baskı, yıldırma vb. hakim olmuş ihtimali uyandırıyor insanda…

Özgürlüğün sesi: “İğneyle Kuyu Kazmak Gibi Zor Ama Heyecan Verici Bir Çalışmaydı

 ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ - 50 MAHPUS-50 FOTOĞRAFÇI

Görülmüştür Kolektifi ile Redfotoğraf Grubu, 50 mahpusla 50 fotoğrafçıyı bir araya getirerek “Özgürlüğün Sesi” isimli harika bir çalışmanın altına imza attılar. Mahpuslar “Özgürlük” temalı kısa şiirler, metinler yazdılar; fotoğrafçılar bu şiir ve metinlerle kendi fotoğraflarını eşleştirip, bütünleştirdiler “Özgürlüğün Sesi” isimli kitap böylelikle ortaya çıkmış oldu.