23 Yıldır tutsak olan RESUL BALTACI'nın "Soma" için yazdıkları

SOMA VE KATLİAM

Soma’daki işçi katliamı, aslında bir kere daha ülkemizde insan hayatına verilen değerin ne kadar az olduğunun göstergesidir. Bir kez daha şahit olduk ki: Bu ülkede yönetim düzeyinde sorumluluk kültürü ve hukuku oluşmamıştır. Bu işçi katliamı ilk değil ülkemizde, onlarca örneği var. İktidarın bu tür cinayet ve katliamlara kaza, kader veya terör diyor ve işin içinden çıkıyor. Uludere’de sivil ve kürt çocuklara yönelik katliam sonuçları ortada.

Tutsak yazar HASAN ŞAHİNGÖZ'den destek mesajı

21 Mayıs 2014

Sevgili Adil Abi,

Gündem’de göndermiş olduğun bir kart ve fotoğraf yüzünden savcılık tarafından ifadeye çağrıldığını duydum/okudum. Tam, “Güler misin ağlar mısın” denilecek bir durum. Ama doğrusu şaşırdığımı da söyleyemem. Asıl kötü olan da bu. Ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki, artık, örnekte olduğu gibi en akıldışı, en imkansız görünen işler bile bize şaşırtıcı gelmiyor. Aksine olağan şeyleri, olması gerekenleri gördüğümüzde şaşırıyoruz.

Baysal Demirhan Hapishanedeki Hak İhlallerini Ayrıntılı Olarak Anlatıyor

13.05.2014

YENİDEN MERHABA…

Esasında kısa bir mektup yazıp 12.05.2014 tarihinde postaya vermiştim fakat gel gör ki, ülkenin yönetiminde bulunan AKP’nin tüccar kafası, her şeye her an zam yaparak mevcut konumunu sağlamlaştıran geleceğini, T.C’nin askeri Levazım ihtiyacının övünüsünün bir sayfalık kaynağı olmuştur. Velhasılkelam 110 kuruşluk PTT Pul 125 kuruşa çıkmasıyla gönderdiğim bir sayfalık mektup geri gelmiştir. Her şer’rin bir hayrı misali!! Gelen postanda 12.05.2014 geldiği için bu mektubu kaleme almak farz oldu’

Adil Okay’la mektuplaşması yasaklanan Kasım Karataş'ın bir yazara mektubu

10.3.2014

Saygıdeğer Dost HASAN MANTICI, Merhaba,

Sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Filistin Güncesi” için eline yüreğine sağlık demekle, söylenecekleri karşılayacağını düşünüyorum. Tarihin bu kesitinden bizleri mahrum bırakmadığın için minnettarlığımı iletiyorum. Deyim yerinde ise bir solukta okuyup-bitirdim.

Tutuklu İranlı bir Devrimciden Soma için Mesaj Var

Reza Shahabi, İran'da Evin hapishanesinde devrimci bir tutuklu...

Somadaki maden kazası için başsağlığı mektubu yazmış ve kendisi bir sendikacı olarak tutuklu olduğu için, hasbelkader bizim sendikalara da taziyelerini iletmiş...

Bu mektubu hiç dokunmadan onların kendi çevirileri ile ekliyorum, imla düzeltmesi vs yapmadan, dokunmadan... (Nevin Koçoğlu)

Türkiye'de işçi arkadaşlarım

Çalışkan kardeşlerim

22 Yıllık Tutsak Sadık Almakça'dan deneme tadında mektup

“Bir yandan mekanın getirdiği zorluklar öte yandan 22 yıl boyunca, insanlara, dağlara, taşlara, çiçek ve ormanlara duyulan özlemin ruhumun derinliklerinde yarattığı acı. Otuz yıl böylece bedende, ruhta ve tinde derinde yakıcı acılarla geçecek. 22 yılın zindan çilesi o kadar ağır ve çekilmez ki! Buna sözcükler kifayetsiz kalır. Hani çokça söylenir ya, yaşayan bilir ancak…”

SADIK ALMAKÇA

F Tipi kapalı cezaevi  B-23

Hacılar/KIRIKKALE

Merhaba Değerli Adil Abi

"İhlallere sessiz kalmak da suça ortak olmaktır"

Gündemin yoğun olduğu bir ülkede ardı sıra değişen gündemleri tartışmak, fikir alışverişinde bulunmak, ileriyi göre(meye)n demokrasinin olmazsa olmazıdır. Övünerek Avrupa ile yarıştırılan ve tanımları da buna göre yapılan zaman zaman sözde restlerin çekildiği bir ülke demokrasisi. Elbette demokrasiyi sadece başka ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre şekillendirmek, yorumlamak kendi gerçekliğini gösterirken, ne yazık ki bu gerçeklik medyanın allayıp pullamasıyla iyiye güzele yorumlanmakta ve bu yarışta hakemlik, jürilik görevini üstlenmekte.

1000 Yıl Hapse Mahkum Edilen Sosyalistlerden Naci Güner’den mektup var.

6 Nisan 2014

Sevgili ADİL,

Sevgilerimi iletiyor, coşkuyla selamlıyorum. Mektubum, 12 Mart tarihli kartlarına cevaptır. Doğru söylüyorsun, tescililer, bir bakıma ödüllendirilecek, tahliye edilirken, bizler siyasal kararlarla hapishanelerde, tutuklamaya, cezalandırılmaya devam ediliyoruz.

Şairin dediği gibi “Kürde direnmek kalıyor”. Bize uyarlarsak, ezilenlere, sosyalistlere direnmek, zülme direnmekten başka bir şey kalmıyor.

23 Yıldır zindanda olan Kasım Karataş yazıyor: "Devlet Adil Okay'ın Mektuplarına Ambargo Koymuş"

"Sizin bana gönderdiğiniz ve “sakıncalı” deyip verilmeyen mektubunuz için İnfaz Hakimliğine başvurdum. Aradan neredeyse üç ay geçti hala bir karar verilmiş değil. Yine Abdullah Çelik arkadaşa gönderdiğiniz mektupta, iki ay sonra, arkadaşa “sizin gelen mektup sakıncalıdır” deyip, tebligat yaptılar."

24.03.2014

Sevgili Adil,

Hasta Tutsak Abdullah Kalay Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‎

07.04.2014

Selamlar saygılar;

Duvarların ardında ölüm çıkaran hapishanelerde maruz kaldığım her anı ölüm riski olan ağır ve sürekli hastalıklarımla ilgili son durumu paylaşmak istiyorum.

Kocaeli 2 No’lu F Tipi Hapishanesinde 13 Nisan 2012 tarihinde kalp krizi geçirdim. İki buçuk saat hastaneye geç götürüldüğüm için kalp ve genel sağlık durumumda onarılmaz hasarlar oluşmuştur. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’ ndeki doktorların medikal tedavi uygulamasına rağmen sağlığım her geçen gün kötüleşiyor.

Hasta Tutsaklardan Ergül Çiçekler'in Yeni Mektubu

“Ardından Devlet hastanesine götürdüler. Üstün körü bile olmayan muayenelerden geçtik.. Sonunda heyete çıkardılar heyette karar vermeyip tıp fakültesine sevk etti. Anlamıyorum nedir konu benim zaten Adlı Tıptan alınan korsakof raporlarım var… ilk hastaneden döndüğümde ring öyle sarstı ki FMF nöbeti geçirmeme neden oldu. (Bende ayrıca FMF, Akdeniz Anemisi var.) bu atak 4 gün sürdü ilaçlar fayda etmedi”
 

Sevgili Adil, Merhaba

Tutsak Yazar Ergül Çiçekler'den "Görülmüştür Ekibine" Mektup

17 Şubat 2014

Sevgili Görülmüştür Emekçileri

Sizleri ve tüm okuyucularınızı sevgiyle ve özlemle kucaklıyor ve selamlıyorum.

Kışın son günlerinde ve yeni bir bahara birkaç gün uzaktayız. İşte Mart ayı geliyor doğanın ve insanın isyan, başkaldırı ayı. Ben de gelen baharın coşkusuna minik bir öyküyle katılmak ve bir nebze olsun bu coşkuyu sizlerle paylaşmak istedim.

23 Yıllık Tutsak Mehmet Gök'ten Mektup Var

“Evet Adil arkadaş biliyorsun cezaevi işte böyle bir şey. Bazen ürettiklerin dışarıda kayboluyor, bazen polis el koyuyor, bazen de dışarıya çıkaramıyorsun. Çalışmalarda sonuç almayınca boşa kürek sallamış oluyorsun,  çalışma şevkini de kırıyor.  (…)  Bizim cezaevinden biri adli davadan firar etti, olan bize oldu ondan sonra birçok hakkımız kısıtlandı. Elimizden tüm resim ve benzeri malzemeleri aldılar. Bu cezaevinde Atölye yok, Kütüphane yok, kolektif bir alan yok, spor sahası yok, yemekler çok kötü çıkıyor. Kısacası tüm haklardan mahrumuz…”

***