Makale

"Sizin Hiç Babanız Öldü mü?"

Yasalar çıkarmışlardı biz tutsaklar için... Hiç değilse, yitirdiğimiz sevdiklerimizi, yakınlarımızı son yolculuklarında yalnız bırakmayalım, acımızı sevdiklerimizle/ailemizle paylaşalım diye! İşin aslı hiç de böyle değilmiş!

18 Ocak 2013 - Füsun ERDOĞAN - Gebze - BİA Haber Merkezi

Cemal Süreyya bir şiirinde "Sizin Hiç Babanız Öldü mü?" diye sormuş ya...

Defterin Öyküsü!

Sayfalarındaki şiir, türkü ve marşlarla, pastel boyayla çizilmiş resimlerle defterinin sayfalarından sevgiyle gülümsemekle kalmıyor Güler Zere, halklarımızın ve yoldaşlarının mücadelesinde yaşıyor.

21 Aralık 2012 - Füsun ERDOĞAN - Gebze - BİA Haber Merkezi

Günlerdir bir türlü nefes aldırmayan asık suratlı, soğuk-gri kasvetiyle hapishaneyi teslim alan yağmur nihayet durdu.

Fırsat bu fırsat diyip...

Sabah kahvaltısından sonra havalandırmaya çıktım.

Boynumdaki dikişlerden dolayı, başımı tam olarak gökyüzüne çeviremezsem de...

Deniz Emre ve dedesi

16 Aralık 2012

Deniz Emre geçen ay dünyaya geldi. Aramıza katıldığını Evrensel’deki (9 Kasım) ilandan öğrendim. O ilanı gazeteden kesip yanıma aldım; yanımdan ayırmıyorum.

İlanda Deniz Emre’nin bir fotoğrafı var. Bakınca en katı yürekleri bile ısıtabilecek bir fotoğraf bu. Fotoğrafı çekenler ve ilanı verenler, Özgür ve İlhan Canan ile kızları Eftelya.

İlandaki fotoğraf en katı yürekleri bile ısıtabilir. Ama fotoğrafın altında yazanlar bize o katı yüreklerin kolay kolay ısınmadığını, ısınamayacağını gösteriyor.

Adli Tıp Eziyeti

Adli Tıp'ın bahçesinde dikkatimi ilk çeken şey, arka arkaya dizilmiş ringlerin çokluğu oldu. O kapalı kutularda elleri kelepçeli saatlerce, belki de günlerce süren yolculuk yetmezmiş gibi bir de Adli Tıp'ın kapısında sıraya girip, saatlerce bekliyorlar.

10 Aralık 2012

Eylül ayı benim açımdan hayli hareketli geçti.

Sık sık ringle kısa yolculuklara çıkmak buralarda pek olağan sayılmaz.

Sağlık sorunum nedeniyle, neredeyse gün aşırı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne...

Duruşmaya.

Savcılığa.

60. gün

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demek. Her anlamda.

Kuzey İrlanda, Maze Hapishanesi’nde IRA militanlarından Bobby Sands ve arkadaşlarının açlık grevi 60. gününe ulaştığında Demir Leydi o buz gibi mekanik sesiyle Büyük Britanya’ya sesleniyordu:

“Gözden düşmüş amaçlarının başarısızlığı ile yüzleşince ellerinde olan son kartı oyuna sürmeyi tercih ettiler. Hapishanelerdeki açlık grevini intihara dönüştürerek, uyguladıkları şiddeti kendilerine yönelttiler. Gerilim yaratmak, acı ve nefreti körüklemek için en temel insani duygu olan merhameti kullanmaya çalışıyorlar.”

Devletin Hapishanelerde Yeni Konsepti: Mektup Yasağı

 “Sevgili Adil, 24 Eylül’de postaladığın mektup ve kartı bu gün (9 kasım) aldım. İki aylık mektup yasağı bu gün bitti. Mektuba hemen cevap yazmak zorundayım çünkü yeni bir ceza başlayacak. Üst üste 20-30 ayı bulan mektup cezaları var ve durmadan 3’er aylık yeni cezalar ekleniyor. Yeni konsept bu…”

Erol Zavar, 1 No’lu F tipi hapishane

“Sevgili Adil,