Makale

İktidar aygıtlarına karşı bedenler

Çok uzun bir mesafeyi kat etmiş bir Zen rahibine bu kadar yolu nasıl yürüdüğünü sorduklarında cevabı oldukça kısa olmuş: “Adım adım.” Halil Savda, 1 Eylül’de “ben küçük bir adım atıyorum” diyerek Roboski’den Ankara’ya kadar gidecek barış yoluna çıktı, adım adım ilerlediği yolunda ona katılıp destekleyenlerle kartopu gibi büyüyerek Ankara’ya vardı. Halil Savda ve diğer barış yürüyüşçüleri barış yolunda yürürken bir tek Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah’ın bıyıklarına takıldı.

Cezaevlerinde Bulunan Muhalif Gazeteciler

24 Eylül 2012

Ülkemizde politikada gündem sıcaklığını korurken, konu başlıkları da ha bire değişime uğramaya devam ediyor. AKP iktidarının üst düzey sorumluları durmadan basına açıklama yapmaya devam ediyor. Sorunlar ise hepimizi yakından ilgilendiriyor. Fakat çözümsüzlük almış başını dörtnala gidiyor.

AKP iktidarı bugünlerde cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü gazetecilere kafayı takmış durumda. Bugünlerde Erdoğan ve Arınç’ın açıklamaları basında yer bulmaya devam ediyor. Ayrıca Abdullah Gül’ünde açıklamaları her ikisinin söylediğiyle de örtüşüyor.

Cezaevlerinde Açlık Grevleri

Şu anda 39 ceza evinde 309 siyasi tutuklu, 12 Eylül gününden bu yana süren açlık grevlerine devam etmektedir.

İHD Şube Başkanı Ümit Efe, süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde 30.günün geride kaldığını hatırlattı, "Bir tek insanın bile ölümünden sorumlu olmak insanlığımızdan vazgeçmektir" diye konuştu.

Başkalarının Çocuğuna Ağlayabilmek

Binlerce KCK tutuklusu neredeyse aylardır görünmez oldu. Davaları takip edilmiyor.

Merhaba Cüneyt Bey,

Ben, yaklaşık 1 yıldır tutuklu olan Cizre Belediye Başkan Yardımcısı Hanım Onur’un kardeşi Ümran. Ablam, KCK operasyonları kapsamında tutuklanan yaklaşık 8 bin kişiden yalnızca biri. Yani ablamla benzer ‘kader’i paylaşan binlerce insan var. Öncelikle bunu vurgulamak isterim.

İŞTE MERSİN İHD BAŞKANI ALİ TANRIVERDİ'NİN SUÇU: "Pozantı'daki çocuk tecavüzlerini ortaya çıkarmak"

Birkaç gün önce tutuklanan Mersin İHD başkanı Ali Tanrıverdi ve Adil Okay'ın da içinde bulunduğu bir grup arkadaşı birlikte 2010 yılında Mersin cezaevi müdürünü ziyaret etmiş ve bir tutanak tutmuştu. Ali Tanrıverdi bu tür çalışmaları nedeniyle, özellikle 2012 yılında Pozantı cezaevindeki taciz-tecavüz olaylarını "ulusal basına" ve meclise taşıdığı için hedef seçilmişti. O dönemde kaleme aldığımız görüşme notlarını yeniden paylaşıyor ve Ali Tanrıverdi’yi saygıyla selamlıyoruz.

5 no'lu cezaevi "hafıza mekanı" olarak kalmalı!

30 eylül'de diyarbakır'da gerçekleştirilecek "diyarbakır 5 nolu cezaevi insan hakları müzesi olsun!" mitingi barışa giden yolda, önemli adımlardan birisi olacaktır.

29 Eylül 2012

diyarbakır 5 nolu cezaevi'nde  1980-84 arasında yaşanan "vahşet dönemi"yle ilgili olarak kurulan, benim de içinde yer aldığım, diyarbakır cezaevi gerçeğini araştırma ve adalet komisyonu'nun çalışmaları beş yılı aşkın bir zamandır sürüyor.

Mersin İHD Başkanı Ali Tanrıverdi Neden Tutuklandı

“Mersin'de yapılan KCK adı altındaki operasyonda gözaltı sayısı 42'ye çıktı. Gözaltına alınanlar arasında siyasetçiler, sendikacılar, gazeteciler de var. Mersin Emniyet Müdürlüğüne Terörle Mücadele polisleri, bu sabah çok sayıda kurum ve eve baskın düzenledi. Akdeniz Belediyesine bağlı İştar Kadın Danışma Merkezi, BDP Mersin Siyaset Akademisi, BDP Mersin İl Örgütü, İHD Mersin Şubesi ve çok sayıda ev, sabah saat 05.00'de eş zamanlı olarak basıldı. İHD binasının kapısının polisler tarafından kırılarak açıldığı, yapılan aramada üyelik defterlerine ve bilgisayarlara el konulduğu öğrenildi.

Devlet Baba, İnatçı Çocuklar ve Ulucanlar

Devletin her zaman inatçı çocuklarla başı dertte olmuştu. Bu yüzden toplum ‘huzurunu’ gözeterek, onlar için özel olarak inşa ettiği mekânlara koymuştu. Öyle ya, ortalıkta dolaşsalar, huzuru bozar, diğerlerine de kötü örnek olurlardı. Devletin yaptığı her şeyi sorguluyorlar, her şeye karşı çıkıyorlardı. Oysa devlet, Baba’ydı. Babaların bir otoritesi olmalıydı. Bu otorite sarsılsa, aile birliği ortadan kalkardı. Zaman zaman bu itaatsizlerden etkilenenler de oluyor, Baba zor durumda kalıyor, hiç de hoş olmayan yöntemlere başvurmak zorunda kalıyordu.

4 Ekim’de yargılanan kimdir?

Türkiye’de örgütlü olmak zor iştir. Özellikle 12 Eylül darbesi sonrasında egemen sisteme muhalif tüm örgütlenmeler (Ki buna anayasal kurum olan sendikalar ve siyasi partiler de dahildir) terör örgütü olarak gösterilmiştir. Bu şekilde sermaye ve çıkarları sermaye ile ortak olan azınlık dışındaki geniş toplum kesimleri apolitikleştirilmeye ve böylece toplumsal muhalefet ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. 1980’li yıllarda toplum üzerinde kurulan baskılar örgütlenmeyi ve muhalefeti engellemeyi başarmıştır.

Yazdı, Okuyamayacaksınız! Çünkü İletişim Cezası Verdiler

"Gereksiz yere" marş söylediği için iletişim cezası alan Füsun Erdoğan'ın itirazları reddedildi. Erdoğan'ın yazılarını 8 hafta süreyle yayınlayamıyoruz. Disiplin Kurulunun "Gereksiz yere" olarak adlandırdığı "Hayata Dönüş Operasyonu" anmasıydı.

28 Eylül 2012

Yazarımız Füsun Erdoğan'a "gereksiz yere" marş söylediği için iki ay "haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama" cezası verildiği için yazısına bu hafta yer veremiyoruz.