"Korona Günlerinde Mahpusluk Bir Başka Zor Geçmekte"

"Yaşananın pandemi olduğu kabul edilince, bunun sonuçları mapushanelere de yansıdı... Kaldığım cezaevinde Covid ‘tedbirleri’ kapsamında ilk elden; açık görüşler, sohbet, spor ve atölye etkinlikleri iptal edildi. Son 2 ay hariç, koli ve mektup akışında bir yavaşlama yaşandı. Covid ‘önemleriyle’ objektif olarak mapus içinde mahpusluk günleri başlamış oldu…"

Musa Altun
E Tipi Kapalı Hapishane C-7
Elbistan / K.Maraş

***

31.08.2020

Koğuşlarımızda askeri, MİT’i, gardiyanı vb. kalabalık bir ekiple talan bir arama yaptılar.

" 6 Aralık’ta koğuşlarımızda askeri, MİT’i, gardiyanı vb. kalabalık bir ekiple talan bir arama yaptılar. Gerçekten de her şeyimizi; özel eşyalarımızdan mutfak eşyalarımıza, dergilerimize, kitaplarımıza, defterlerimize, yazılı çalışma ve mektuplarımıza kadar birçok şeyimizi talan ettiler. Hala daha bu talanda götürdüklerini ve alamadığımız eşyalarımız; kitaplarımız, dergilerimiz vs. var. Az uz bir talan da değil, 100-150 kadar kitabımızı götürmüşler, gerisini siz düşünün. (…) Haliyle bizim karşı direniş de buna paraleldi. Belli bir yol almaya başlanmıştı ki bu pandemi meselesi başladı.

Tutsak ressam Aynur Epli'den yeni mektup ve resim

“Bu arada bizim küçük Elif ve annesi temmuzda tahliye oldular. Bize bayağı alışmıştı, bizde ona alışmıştık. Elif gidince üst komşumuzda bayağı bir boşluk oluştu. Geçen annesi bir mektup yazmıştı, çocuk dışarıda epey zorlanmış. Sürekli olarak annesine ‘Em biçin hevala’ ( arkadaşlara gidelim) diyormuş ve diğer iki kardeşi Türkçe konuştukları için birbiri ile iletişim kuramıyorlarmış.”

Aynur Epli
1 Nolu Kadın Kapalı Cezaevi
Aliağa / İzmir

***
Sevgili Adil Helal Merhaba;

Korona günlerinde mahpus olmak

Koronavirüsü neredeyse dünyanın en önemli gündemi. Doğaya karşı acımasız olan kapitalizme karşı doğa intikamını alıyor. Kapitalist modernitenin tüm kirliliğini, maskelerini düşüren korona virüsü aynı zamanda yaşamın yeni rotasının da eskisi gibi olmayacağını gösteriyor.

Ergin Doğru

2 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi

Elazığ

***

Dış Dünyanın Korku ile Karartılan Ufkuna Bakıyoruz

Günlerdir kulağımız mazgalda, götürüleceğimiz yeni cezaevinin haberini ve yerini bekliyoruz. Uzun bir süredir dört duvarın soğuk karanlığında tutulduğumuz menemen zindanı hükümlü statüsünden yalnızca tutuklu statüsüne geçtiğinden, biz hükümlüler farklı zindanlara yollanacağız. Biz hükümlülere yol göründü derken, korona belası hepimizi zonk diye kursağımızda bıraktı.

4 Yaşındaki kızına hasret bir annenin feryadı

Sevgili Adil Okay merhaba,

Size ve Görülmüştür ekibine selamlarımızı yolluyor, iyi olmanızı umuyorum. Bizler iyi olmaya çalışıyoruz diyelim. Çalışıyoruz dememin nedeni, korona'nın görülmeyen yaptırımları. Hemen her durumda olduğu gibi pandemi de en çok ve en ağır şekilde hapishanedekileri etkiledi. Korona önlemleri kapsamında tüm haklarımız ellerimizden alındı. Hastane gidiş-gelişleri, açık görüşler, spor-sohbet vb. tüm haklarımız "geçici" süreyle kaldırıldı. Ama bu "geçici" süre bir türlü geçmiyor.

"Konulduğum bu yerde ranza, yatak ve bir pencere dışında hiç bir şey yok. Pencerede vidalar ile kapatılmış durumdaydı."

“Konulduğum bu yerde ranza, yatak ve bir pencere dışında hiç bir şey yok. Pencerede vidalar ile kapatılmış durumdaydı. O şekilde içeriye konuldum. Pencerenin açık olmaması, havaların aşırı sıcak olması ve içerinin havasız olması. Bir insanın katlanabileceği bir durum değil.”

Sami Tunca

1 No'lu F Tipi Hapishane

A-35 TEKİRDAĞ

9 Ağustos 2020

Merhaba Adil Okay,

Nuriye Gülmen'den Mektup var...

Silivri'nin karantina hücresinden herkese merhaba sevgili dostlar. Bildiğiniz gibi İdil Kültür Merkezi'nde bulunduğum için gözaltına alındım ve tutuklandım. Şimdi 7 gündür tek başıma tecritteyim. Yanımda sadece bir kitap, bir kalem ve kağıt var. Sizlere kısa da olsa bir merhaba demiş olayım böylelikle. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Daha sonra yaşadığım hukuksuzlukları uzun bir yazıyla anlatacağım. Adaletsizliklerin ortadan kalktığı bir zamanda, özgür günlerde tekrar görüşebilmek dileğiyle. Sıcacık dost selâmlarınızı benden esirgemezsiniz, değil mi?

Tutsak yazar Gülazer Akın’dan mektup var:"Küçük bir vesikalık resim gibi gözüküyor gökyüzü.”

“T tiplerinin kendine has kutu halleri var. Bir de havalandırması var ki, ölsek mezar olarak ölçeklendirme yetmez, dar kalır. Gerçekten facia bir şey. İki volta atamıyorsun, top zaten hiç oynayamazsın. Sadece çık, dur, bekle sonra geri içeri gir. İnsanın içinden başını kaldırıp gökyüzüne bakası bile gelmiyor. Küçük bir vesikalık resim gibi gözüküyor gökyüzü.”

Gülazer AKIN

Kadın Kapalı Cezaevi B-20 Bünyan/Kayseri

18 Haziran 2020

Değerli Adil Abi,

Selam, Saygı ve sevgilerimle

Hukuk terörüne karşı direnirken, yaşamlarımızı sizin ellerinize emanet ediyoruz.

27.07.2020
Sevgili Özcan YAMAN

Merhaba! Hasret ve sevgiyle sıkıca kucaklıyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yeni bir projenizi Temmuz ayında bitirdiğinizi köşenizden okudum. Tebrik ediyor ve yeni projelerinizde başarılar diliyorum.

Ve size bir proje önerisiyle geliyorum. Belki yakın dönemde böyle bir çalışmanız da olmuştur. Dışarıdaki etkinliklerde ya haberdar olamıyoruz, ya da çok geç haberimiz oluyor.

"Korku insanların iliklerine sinmiş oluyor ve mektup yazanlar ortadan kayboluyor.”

“Açıkçası, dışarda kimseyle yazışmıyorum. Zira korku her sokağa egemen olduğu için, adeta Gotik romanların haleti ruhiyesi sokaklara sinmiş gibi... Her evde, sokakta ve caddede Kafkaesk tonlama ile imam Kapısı at başı gidiyor gibi... Hal böyle olunca, korku insanların iliklerine sinmiş oluyor ve mektup yazanlar ortadan kayboluyor.”

Ali Murat ÇELİK.   F- Tipi Kapalı  Cezaevi   C-6-83/ BOLU

***

Merhaba Sevgili Adil.

Tutsak Karikatürist Hüseyin Yıldırım'dan yeni çizimler ve mektup: "Özgürlük bizler için en büyük değer"

Merhaba Adil Arkadaş

Öncelikle selam ve sevgilerimi yolluyorum. Hep yanımızda olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hiç beklenmedik bir anda yanımızda beliriveriyorsun. Umarım yaşam her zaman böyle adildir. Sizin gibi insanların varlığı önemlidir. Dilerim bir gün yüz yüze görüşme imkanımız da olur. Faksını, kitapları ve en son kartını aldım. İstediğin karikatürler ektedir. Toplam 7 tanedir. 2 ve 4 / 6 ve 7 birbirinin devamıdır. Bu yüzden 5 adet karikatür çizdim. Aceleye geldi, zamanlamadan kaynaklı nitelikli karikatür çıkmadı anlayacağını umuyorum.

"Cezaevinde odalarımıza baskın yapıldı. Eşyalarımız adeta talan edildi..."

Çoğumuz otuz yıla varan tutsaklık süresini yaşamış bulunuyoruz. Dolayısıyla okumalarımız, araştırma çalışmalarımız var. bize idare tarafından, içeride kitaplarımızın çok olduğu, çoğunun depo olarak kullandığımız maltaya götürüleceği, ihtiyacımız olduğunda alıp, kullanacağımız belirtildi. Kitaplarımızın çoğu depoya taşındı. Ancak Corona tecridi başladığından buyana tek bir kitap almamıza izin verilmediği gibi, idarenin memurlarıyla kitaplarımızın arasına girip talan ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Tutsak karikatürist Barış İnan yazdı: "4 aydır yani korona günlerinde yeni bir mektup gelmedi."

“Mektubunda, af yasalaştı siyasiler kapsam dışı kaldı diye yazmışsın. Öncelikle zaten hiçbir beklenti yoktu, bu şartlarda beklenti olması tuhaf. Belediye başkanları, gazeteciler, milletvekilleri tutuklanırken bizi neden bıraksınlar ki?! Ayrıca bu hafta çıkacak millet bizi de hırsız, uğursuz sanabilirdi. İyi ki çıkmadık. Bir de yazında içeridekileri mektupsuz bırakmayalım demişsin ama ne bana ne de burada bildiğim birine son 4 aydır yani korona günlerinde yeni bir mektup gelmedi. :(“

BARIŞ İNAN

2 No’lu F Tipi Hapishane

Tutsak karikatürist Cenan Genç yazdı: "Böyle devam edemeyeceği aşikâr."

"Mahpus halleri bildik şeyler artık. Korona ile daha çok izolasyon oldu. Ayrıca geleceğe dair belirsizlikler taşıyor. Nasıl bir yol nasıl bir çare, umar bulacağız onun çabası içerisindeyiz. Böyle devam edemeyeceği aşikâr."

Cenan Genç

1 No'lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu  C4-7 8

İzmit Kocaeli

24 Haziran 2020 

Ölüm orucundaki Avukat Ebru Timtik yazdı: Taleplerimiz sizin taleplerinizdir

Açlık grevine başladığımdan beri, “Artık sözleri size bırakıyorum, beni bugüne kadar yaptıklarım ve eylemim anlatsın” dedim arkadaşlarıma. Az konuşmaya gayret ettim. Ne yalan söyleyeyim “kelimelerin kifayetsizliği” de yormuştu beni. Ama görüyorum ki, emperyalist düzen buna izin vermiyor (Meselenin emperyalizm ile ilişkisini anlatmaya kalkmayacağım). Herkes her yerden ve hiç durmadan konuşuyor. Sanırım bazı şeyleri hatırlatmak şart. Barolara, meslektaşlara ve dostlarıma seslenmek istiyorum.

25 Yıldır Hapiste olan A. Vahap Narin'den mektup var: "İki küçük odamız var. Her odada 16-17’şer kişi kalıyoruz"

“İki küçük odamız var. Her odada 16-17’şer kişi kalıyoruz. Küçük bir pencereden de olsa dünyayı koklayıp bizlerin de bu dünyada olduğumuzu hissetmeye çalışıyoruz. Tabii TV'de tüm yalanlarına ve hakaretlerine rağmen olup biteni mecburen takip ediyoruz. “

A. Vahap Narin

***

16.03.2020

Merhaba Sevgili arkadaşlar

Giderken

Giderken güze bahar değdirdiğin günlerde, meşe ağaçlarından derlediğin, beyaz gelinlik giyen zemheri gecelerini şenlendirin, kuzine sobada pişen palamutların kokusunu bıraktın.

“Her gidiş vuslata yazgılı. Bekle beni geleceğim bir gün. Daha yaşanacak nice baharlarımız var” diyerek sırra kadem bastın. Senden geriye ne bir ses, ne bir ışık… Şimdilerde her mevsim hazan bana.

"Adımıza gelen koliler virüs bahanesi ile geri yollanıyor. Okuyacak Kitabımız Yok."

“Bizler zaten tecrit altındaydık. Korona salgını ile birlikte tecridi daha da ağırlaştırdılar. Adımıza gelen Sosyalist basın-yayın verilmiyor, koli gönderemiyoruz. Adımıza gelen koliler virüs bahanesi ile geri yollanıyor. Oysa gelen kolileri depoya kaldırabilirler, daha sonra dağıtırlar, hem bizler mağdur ediliyoruz hem de ailelerimiz. Kaç aydır depoda kitaplarımızı değiştiremiyoruz. Zaten hücrede kişi başına 7 kitap bulundurabiliyoruz. Şu an okuyacak kitaplarımız dahi iyi yok. “

MEHDİ BOZ