22 Yıllık Tutsak Hapishanedeki FETÖ'cüleri Sürgün ve OHAL'i Yazdı

“Kaldığımız her koğuşta yaşadıklarımızdan dolayı birkaç ay belki yeter psikolojimizi düzeltmeye. Cezaevinin yarısını boşaltmışlar FETÖ’cülere ayırmışlar. Diğer taraftan tahliyeler, denetime çıkanlar, açık cezaevine geçenler mevcut. Bu durumlar psikolojimizi iyice alt üst ediyor. Hocam kusura bakmayın sorunlarımızı böyle uzun uzadıya yazdım. Ama yazamadıklarım çok daha fazla. Ohal’den dolayı “yazamazsınız” diyorlar. Burada böyle nasıl devam edilir bilmiyorum. Bundan sonra neler olacak onu da bekleyip göreceğiz.”

Selvi Kalen 

Sürgün mektubu: YENİDEN SIRTINDA HEYBE YOLLARA DÜŞMEK PAYIMIZA DÜŞTÜ...

“Ve  yine kapınızı bir sürgün-sevk öykümü paylaşmak için çalıyorum. “Görülmüştür”de görmek isteyenlerle paylaşmak isterim yeni memleketin fi hallerini! Tabi “Görülmüştür” gözüyle bakanlar nasıl görür ve gördüğü \ okuduğunun karşısında neler hisseder, nelere yoğunlaşır, yaşamlarında anlatılanlar ne kadar kalıcı ve onların yüklü olduğu vb. sorulara cevap bulamayacak olsak da, yine de “Görüldü”yü görmek isteyenlere buradan da selam olsun.”

Baysal DEMİRHAN 

F Tipi Hapishane. C-Tek-49

EDİRNE

Ağırlaştırılmış Müebbetlik Kadın Tutsak Yazdı: OHAL Hapishanede Tüm Hakları Kaldırıyor

"OHAL ile tüm faaliyetler durduruldu. Kitaplarımıza el konuldu ve şimdi sınırlı sayıda veriliyor. İdare gözlem kurulu yeni aldığı bir kararla on sayısını ki o da az, beşe indirmiş vaziyette. Resmen bu, ‘kitap okumayın, yazmayın, dizi izleyin’ demek; itirazlar yapılacak, yaptık fakat OHAL öyle bir yetkiyle donatmış ki cezaevleri yönetimlerini, nasıl ki dışarıda muhaliflerde “FETÖ” adıyla kirletilmeye çalışılıyorsa içeriye de yansımaları var olan tüm hakların kaldırılması oluyor."

ZEYNEP AVCI

SİNCAN KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Tutsak Kinyas Ataman Hiç Beklemediği Anda Gelen Mektubun - Kitabın Heyecanını yazdı

“Sizlere sevgi yüklü kelimeler çıkarmak güç olsa da, yüreğimizdeki sevgiyi tahmin edebilirsiniz. Hele “bizlere yolladığınız esintiler” yürek bağını daha da güçlendirmiştir. Zindan yaşamında da en güzel duygu budur: Hiç beklemediğin anda tanımadığın yoldaşlardan, dostlardan ve yazarlardan bir mektup veya kitap esintisi  farklı bir duygu yaratmaktadır.

Ben 1990 Hakkari merkez doğumluyum. Ailem Hakkari ve Ankara’da oturmaktalar. 2009’da toplumsal olaylardan sonra da ihbarla yakalanıp, tutuklandım. Cezam müebbet artı 6 yıl 3 aydır.”

Tutsak Yazar Sürgüne Tecrite Rağmen Sevginin Gücünü Yazıyor

“Ben sevginin gücüne inanırım. İnsanların sevgi ile en büyük zalimliği alt edebileceğini biliyorum. Bizi sevgisizliğe mahkum etmek isteyenlere inat herkesi daha çok seveceğim. Bize sürgün belletilen diyarları sevgi yumağına dönüştürmek için elimden gelen tüm çabayı sarf edeceğim. Dostlar üzülmesin, canlar yanmasın biz bütün zamanlarda ve mekanlarda birlikteyiz, birlikte olacağız. Sesimizi, yüreğimizin sıcaklığını hep ulaştıracağız sizlere. Ne olursa olsun yüzümüzden gülüşü, gönlümüzden sevgiyi eksik etmeyeceğiz.

Bolu Hapishanesi'nden Mektup Var

"Zira şu son bir haftadır yüreğimizde biriken öfkeyi dilimizden uzak tutabilmek için gösterdiğimiz çaba ne kadar etkili oluyor bilemem ama, tutsaklığın en onarılmaz ağırlığını yaşadığımız günler olduğuna eminim... 

Genç bir devrimciyken tutsaklığın kişi ile devlet arasında olduğunu düşünürdüm. Hani işte 'işkence yaparlar, sende direnirsin' gibilerinden. Ama itiraf etmeliyim ki, faşizmin halkıma yaptıklarını TV’lerden bir 'zafer' edasıyla izlemekten daha ağır bir ıstırap yokmuş."

SEDAT AVCI 

Hücresini Yakan Kadın Tutsaktan Mektup Var

“Kartında bir isteğin vardı. Dışarıda olsan neyin fotoğrafını çekerdin demiştin. Okuduğumda şunu söyledim; “bakınca bütün hücrelerimin aydınlık ve ferahla dolacağı bir soluğun fotoğrafı”. Çok soyut değil mi? Niye öyle dediğimi anlatayım. Buradaki hak gasplarına karşı hücremi yakmıştım. Ve 2 haftadan fazla yanık hücrede kaldım. Her yan is ve her solukta onu çekiyorum. Sadece 1 saatlik havalandırma saatinde çıkıyorum. Senin mektubun da o an geldi... Klasik karanlığın içindeki yıldız gibi değil fakat...”

Didem AKMAN

Ergin Doğru yazdı: Onlarca Dersim'li Gülünç Suçlamalardan Zindandayız...

"Düzmece polis fezlekesinde baraj karışıtı eylemlere katılmak, Dersim 38 Katliamı Anmaları'na, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne katılmak, kalekol yapımına karşı çıkmak, Roboski Katliamı'na karşı çıkmak ve genel siyasi gelişmelere ilişkin düşünce açıklamakla suçlanıyorum. Bahsedilen konulardan yargılanmak sanırım sadece bu ülke hukukuna has bir anlayış. Gülünç ve absürd gözükse de bu suçlamalardan ceza alan ve yargılanan onlarca Dersimli'nin olduğunu unutmamak gerekiyor. "

ERGİN DOĞRU

E Tipi Kapalı Cezaevi D-1 Koğuşu 

DİSK'in Tutuklu Tek Yöneticisi Yazdı: Sesimizi Duyun Duyurun

"Ben Barış ARAS, Izmir Disk Genel-İş Sendikası 2 No‘lu Şube Yöneticisi'ydim tutsak düşmeden önce. Evet  DİSK‘in tutuklu tek yöneticisiyim. Tutuklandığımda 5 yaşında olan oğlum Ulaş, şu an 9 yaşında ve zulmü benden daha yoğun yaşıyor. En azından İzmir‘de her hafta görebildiği babasını şimdi imkansızlıklar nedeniyle, okulun aksamaması için kaç ayda bir görecek? Sürgün sonrası babasının yüzünde, ellerinde şişlik ve morlukların nasıl olduğunu çok iyi anlayabiliyor. TV haberlerindeki gördüğü siyasetçilere dişlerini sıkarak tepki gösterdiğini söylüyor haklı degil mi?"

Tutsak Yazar Serdar Koç, Elbistan Hapishanesi'nden Yazdı: Kimler tahliye oldu?

“En son yolladığınız kartpostalları aldım. Teşekkür ediyorum. Bu vesileyle ben de size ilk yazımsal çalışmam olan romanımı yolluyorum... Cezaevindekilere dair duyarlılığınız ve oluşturduğunuz inisiyatif takdire şayan. (...) Bu arada toplumun canını acıtan niceleri, yine kestirmeden özgürlüklerine kavuştular. Biz ise lağvedilen DGM’lerin verdiği cezaların ceremesini çekiyoruz hala... Umarım bir gün özgür günlerde yüz yüze tanışırım, tanışırız sizinle.”

Serdar Koç

Elbistan Cezaevi

Elbistan-MARAŞ

Tutsak Murat Kur Edirne Hapishanesinden Kamuoyuna Sesleniyor

“Bizler zindanlardan sesimizi yükselterek, karşılaştığımız her tür insanlık dışı uygulamaya karşı direnip haklarımızı koruma mücadelemizi sürdürürken dışarıda da demokrasi-devrim güçlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, sanatçıların, insan hakları savunucularının, tutsak örgütlülüklerinin ve tutsak ailelerinin OHAL merkezli saldırı ve hak gasplarına karşı duyarlı olmalarını öneriyor ve çağırıyoruz.”

Murat Kur

F Tipi Hapishane  C/94

EDİRNE

***

Sevgili Dost Merhaba…

Gebze Kadın Hapishanesinden Müebbetlik Tutsaktan Mektup Var

Mektubunu paylaştığımız Şehnaz Şahin, şair Ahmet Telli ve Şükrü Erbaş ile iletişime geçmek istediklerini belirtmiş. Takipçilerimizden bağlantısı olan varsa iletmelerini rica ediyoruz. Mektup ektedir. Tıklayınca okunacak boyutta büyüyecektir.

"Heval Adil, Ahmet Telli ve Şükrü Erbaş'ın adresini istememin nedeni hem bir iki konuda fikirlerini almak (şiir yazımıyla ilgili) hem de cezaevinde çıkan Roje dergimize şiirleriyle destek sunabilirler mi diye soracaktım..."

Şehnaz Şahin

Kadın Kapalı Cezaevi A-3

Silivri'den Kadın Tutsaklar Sesimizi Duyun Diyor: Taciz, tecrit ve erkek gardiyanlar tarafından gözlenme

Taciz, tecrit ve erkek gardiyanlar tarafından gözlenme ve yasaklar.

Bu gün aldığımız faksta Silivri Cezaevi'ne sürülen kadın tutsakların erkek gardiyanlar tarafından arandığını, kameralarla gözetlendiklerini, banyolarına kadar kamera olduğunu, eşyalarının verilmediğini, tecrit içinde olduklarını, BirGün, Cumhuriyet, Evrensel ve Sözcü gazetelerinin yasaklandığını öğrenmiş bulunuyoruz.

Basına ve kamuoyuna duyuruyoruz. Acil ses çıkarmalı.

Ekteki resme tıklarsanız mektup okunacak boyutta büyüyecektir.

Bandırma'ya Sürülen Tutsak Yazar Ziyaretçi Talep Ediyor

“Dedim ya, alıştık artık alışılmaması gereken bu mekanlara. Aslında alışma, yola revan olunduğunda ölüm ve yaşam arasında gidip gelen bir sarkaç misali tüm benlikte hissedilmekten kaynağını bulmakta. Tabii en büyük eziyet ailelere. O kadar uzağa gelmeleri çok zor. Anamı artık ayakları kendisini taşıyamadığından dolayı, Siirt'e bile tekerlekli sandalyeyle anca getirebiliyorlar. Ya Balıkesir tarafları? Doğrusu Ege ellerinde -Balıkesir- hiçbir akrabamızın olmadığı bölgelerden biri. Yol yok, iz yok. Hem orada benim üç kişilik görüşçü yazacağım hiç kimse de yok. (Sahi, oralarda İHD var mı?

Müebbetlik Tutsaklar Resmiye Vatansever ve Deniz Tepeli Yasakları Yazdı

"Görülmüştür’ün etkinliklerini takip ediyoruz. Wernicke Korsakoff hastalarının kampına katılımı da duyduk. Bu türden çalışmalar çok önemli. Bizde tahliye olan tutsaklara yaklaşımlarda ciddi duyarsızlıklar var. Bu duyarlılığın az da olsa sürdürülmesi bile sevindirici. 15 Temmuz’dan sonra dışarıyla iletişimimiz daha da zayıflayınca yazacağımız mektupların yerine ulaşıp ulaşmayacağından da kaygılı hale geldik. (...) gerçekten de kafaca pes etmiyoruz. Hatta idareyle vb. ilişkilerde psikolojik üstünlüğün daha ziyade bizde olduğunu görüyoruz, gösteriyoruz da...

Tutsak Dr. Ayhan Kavak Hapishanelerde Yasaklanan Kitapları Yazdı

"Hani bir ülkede demokrasinin ölçütü zindanlara bakılarak belli olur diye bir söz var ya, ben de bundan esinlenerek demokrasinin ölçütü kitap ve dergilerin yasak kategorisinde değerlendirilmesini ele alacağım (...) Şu daraltılmış mekanlarda yapılanlara akıl - sır ermiyor. Bir zindana rahatlıkla giren kitap ve dergi, işgüzar birinin elindeki salyangoz resminden kaçış krokileri diye ele alınırken bir başkası tarafından da çok müstehcen denilerek verilmeyen kitap - dergi haline gelebilmekte."

Tutsak M. Garip Yaş'tan 1 Eylül Barış Günü Mesajı

Arkamızda bir düşman gibi karanlığın yolu.
Önümüzde bakır taslar güneş dolu.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız!

Nazım Hikmet

"... maskeli\maskesiz Hitler'lerine rağmen, gerçek barış olan emekçi halkların özgürlük, kardeşlik ve eşitlik temelli barışının bu kadim topraklarda vücut bulacağına inanıyor; tüm dostların 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutluyorum. 'İçeri'nin de dışarıdan pek farkı yok gibi... Tekrar etmeyeceğim. İyi ve umutlu kalmaya çabalamaya devam...."

Tahliye Edilip Geri Tutuklanan Hasta Tutsak İsmet Ayaz'dan mektup

Görülmüştür sayfalarında geçtiğimiz yıllarda sıkça mektubuna ve Çölyak hastalığı dolayısıyla çektiği sıkıntılara yer verdiğimiz İsmet Ayaz, hastalığı nedeniyle tahliye edilmişti. Çıktığında bizi aramış ve teşekkür etmişti. O da Hasan Gülbahar gibi, kısa bir özgürlük zamanından sonra yeniden tutuklandı.

İsmet Ayaz'ın mektubunu ekte paylaşıyoruz.

İSMET AYAZ 

L TİPİ KAPALI CEZAEVİ D- 5 KOĞUŞU 

G. ANTEP

Ring Aracıyla 18-19 saat Sürgün Yolculuğu

"Maalesef Doktor'dan sonra bana da yol verdiler. Taaa Karadeniz ellerine kadar sürdüler (...) Oldukça sancılı bir dönemden geçiyoruz, oysa demokratik diyalog yollarıyla birçok sorun halledilebilecekken tersi tercih ediliyor, yol yorgunuyum. 18-19 Saatlik yolculuğun ardından buralara geldim (...) Ne olursa olsun mücadele devam ediyor. Özgürlük, barış, demokrasiyi savunmak vazgeçilmez olandır."

SEYİT OKTAY

E Tipi Cezaevi C-2

GÜMÜŞHANE

***

32 Yıldır Tutsak olan Hasan Gülbahar'ın yarım gelen mektubu

"Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; düzen sahipleri kötülükten kötülük doğar diyor adeta!"

HASAN GÜLBAHAR

2 No'lu F Tipi Hapishane

TEKİRDAĞ

***

Türkiye'de en uzun süre hapishanede kalan, bir süre önce tahliye olup sonra "yanlış tahliye" denilerek yeniden tutuklanan Hasan Gülbahar Anayasa Mahkemesi'nden karar bekliyor. Biz de bu hukuk garabetinin düzeltilmesini istiyoruz.

Tutsak Yazardan Mektup: “Bir türbülanstayız adeta. Her şey ve her yer sallantıda."

Bir türbülanstayız adeta. Her şey ve her yer sallantıda. Tıpkı çocukken meyve bahçelerine dalıp biraz erik ve kaysı çalıp yemek için ağaca tırmanıp sonra da bahçe sahibi tarafından ağaçta yakalanıp, bahçe sahibinin işin keyfini çıkarmak için aşağıdan meyve ağacını sallayıp bizi düşürmeye çalışması gibi. Tutunduğun dala iyi sarılmak lazım (...) Her ölümlü bir gün mutlaka, hele bu memlekette yaşıyorsa, muhakkak hapishaneden geçecektir (...) Hapishaneler hep aynı, muktedirin gadrine açık. Ama direnmek yaşamaktır, başka türlüsü de mümkün değil.

Seyit OKTAY

Üzerinde puşi ve parka olduğu için tutuklanan ünviersite öğrencisinden mektup

Kuşların kanadı  kırılırsa yaşayamaz, atların ise bacakları, insanın ise özgürlüğü elinden alınırsa yaşayamaz! Hayatımı her daim bu inanç doğrultusunda şekillendirdim. Bağımsız, özgür, demokratik bir Türkiye kuşkusuz en büyük hayalimdi ve bu hayalimi bir çocuğun annesini sevdiği gibi yüreğimde her geçen gün büyüttüm. (…) Demokrasi için bir bedel ödenecekse  bu bedeli ödemeye hazırım. Yaptığım şeylerden en ufak bir pişmanlık duymadığımın bilinmesinin isterim.

Deniz Aksakal  

M Tipi Kapalı ve Açık İnfaz Kurumu

Aslı Erdoğan'dan mektup var

Aslı Erdoğan'dan avukatları aracılığıyla iki mesaj geldi. Aşağıda paylaşıyoruz:

Moralim iyi. Neden burada olduğumu biliyorum. Herkese selamlarımı iletiyorum. Benim yazılarımda sadece düşünce özgürlüğünün değil, 'yargılanan' vicdan oldu. Önyargılarıyla hapsedilen 'vicdandır'. Edebiyat, insana bu vicdanı kurabilmek için vardır. 18 yıldır tutarlı bir biçimde şiddet karşıtlığını savundum ve Özgür Gündem yazılarımı bir barış köprüsü olarak gördüm.

***

Özgür Gündem'e...