Tutsak yazar Zeynep Avcı'dan Sergi Davetimize deneme tadında cevap

 

“İçeride Dışarıda “ adını verdiğiniz sergiye “Davet” mektubunuzu aldım. Çok teşekkür ederim. Üstelik üç haftadır Covid-19’ dan dolayı tek kişilik hücremde karantinadayım. Gönderdiğiniz “davet” le hayatın devam ettiğini yeniden gördüm. Durmayan bir suyun akışına kapıldım yeniden.

Kalabalıklarda buluşma dileğiyle, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın, hayatla kalın, umutla, sevgiyle kalın her daim…”

Zeynep AVCI. Kadın Cezaevi A-Tekliler. Tarsus/MERSİN

***

16.08.2022

Sevgili Adil Hoca ve “Sesimi Duyan” Herkese Sevgiler, Selamlar!

Yaşının 3 katı kadar hapse mahkum edilen tutsak yazarın iki kitabı birden yayınlandı

"

Katlime mühür olsan

ve gayya kuyularına

atsalar beni

kâr etmez ki

sakın ola unutma

bu devirde

sevdalı yürekler taşır

umut nüvelerini

umut ki

boy boy özlemler

kavgalar

ve cemreler taşır"

Hasan Şeker

***

Hasan Şeker'in iki kitabı birden yayınlandı.

Hasan ŞEKER kimdir?

Abdullah Öngüllü'nün yeni şiir kitabı yayınlandı: BÊHNA RIHANÊ NAÇE

"Daracık mekanın ve toplu yaşamın yazma uğraşı üstünde oldukça sınırlayıcı bir etkisi vardır. Bu yüzden uzun soluklu çalışmalar yürütemiyorsun. Yazı yalnızlıktır bir yerde. Fakat bu koşullarda bunun olanağı yoktur.

İğne ile kuyu kazarcasına yazmak zorundasın. Yine sansür ve otosansür var, düşündüklerini olduğu gibi kağıda dökersen sana ceza olarak geri döner. Bu yüzden ben ortaçağ yazarları gibi fabl yazmaya başladım son yıllarda. Bütün her şey yazmana karşıdır, ama sen yine de inadına yazıyorsun.

Abdullah Öngüllü

DÜŞ-KIYAMET

DÜŞ-KIYAMET

Gözlerin düşüyor aklıma

Bir bahardır başlıyor yüreğimde

Kuşlar çoğalıyor

                        iklim başkalaşıyor

Düşler çoğalıyor

                        içim başkalaşıyor

Sonra

            Sonrası

KANLI LALE DEVRİ

KANLI LALE DEVRİ

 

Lanetli soluk bir çağ

kara peçelerin ardına saklanmış

tarih öncesi

kehanetlerden bir sahne

narsist ve ukala et yığınları

timsahlar besliyorlar göz çukurlarında

 

Lanetli soluk bir çağ

çığırtkan kara delikler gibi

yutuyor her şeyi

kendi döllerini bile

gözbebeklerinde yeşil kağıt parçaları

ve

kısır bırakılmış kadınlar

iğdiş edilmiş erkekler doğuruyor

tempo tutuyor alkışlar eşliğinde

kindar tanrılar soyu

 

Tokat hapishanesinde yazılan bir öykü: EKMEK KUTSALDIR

 

                Henüz küçük bir çocukken Annem Cennet’ten öğrendiğim ilk derslerden biri: “Eğer yerde bir parça veya kırıntı olsa dahi ekmek görürsen mutlaka kaldır, öp, başının üstüne koy, sonra da yüksek bir yere bırak”tı. İkinci ders ise: “Asla üstüne basıp ezme ekmeği günahtır, öyle yaparsan ekmek ağlar. ” Böylece benim için ilk kutsallıklardan biri ekmek oldu.

İnfazı yakılan tutsaklardan Fecriye Benek'ten yeni bir öykü: "ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!"

ÖYLE ÇOCUK SİLÜETLİ OLDUĞUMA BAKMAYIN!

                Belki kayda alınmamış bir adres gibi, hafızanızdan silinmiştir yaşadıklarımız!.. Ama yakıcı bir dirilikte bende duran o gerçeğin arşivinden sesleniyorum sesimi duyurmak için.

                Bunun için yaşımdan büyük sözler söyleyeceğim!..