Tutsak Yazar Seyit Oktay'ın Yeni Kitabı "Aryen Med Destanı" Üzerine

''Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken '' diye başlar masallar. Çocukluğumuz, masallardaki bu anakronik ifadeleri hiç yadırgamadan masalsı bir büyü ile geçmiştir. Zaman döngüsel, iç içe ve sıra dışıdır. Babamızın beşiğini sallamış olmak içine hapsedildiğimz  düz- çizgisel zaman hapishanesinin dışına çıkmak, zamana baş kaldırmanın masum keyfini yaşamaktır.  Başka alemlere başka varoluşlara giden kapılar vardır masallarda. Kimi zaman kapı başka bir kapıya açılır.

Tarsus Kadın Hapishanesinde Yazılan Şiir: Kaybedilenler

Yıldız Sönmez

Kampüs Kadın Kapalı Cezaevi

Tarsus/Mersin

***

KAYBEDİLENLER

 

Ne güzeldi mişli zamanlar

İnsanlar daha içten, daha değer bilirdi

Gülerken içten, yürekten olurdu

Gözlerimizin içi gülerdi

Zaman geçti, insanlar değişti

Kimse içten gülmez oldu.

 

Babam anlatırdı,

Samimiyetin ucu yoktu

Herkes dürüst ve samimiydi çünkü

Şimdi her şey zorlamaca gibi

Merhabalarımız bile soğuk

Bafra Zindanında Yazılan Bir Şiir: "RUHUNU GİYİNSE KENT..."

Canım burnumda kaç zamandır

Dilimin ucunda bukağısız küfürler dolaşıyor

Hiç birini geri alamıyorum

İlk kez bu kente de küfür basıyorum

                           Kalbim acıyarak ve ağlayarak

 

Neden sesini yitirdi bu kent?

Bu Surlar ki

Yabancı atların toynak izleri karıştı da eteklerinde

Ömründe yitirmedi sesiniz.

Bazalt taşlı evlerin büyüsü nerede?

Kocaeli Hapishanesinden gelen bir öykü: Sineye Çekmek

      Sükût altın dediler de bu altının ne işe yaradığını hiç söylemediler. Ya da sükût altın dediler de bu altının hiç işe yaramadığını söylemediler veyahut ta sükûta altın dediler de herkeste biliyordu bu altının hiç bir işe yaramadığını, fakat kıymete saydılar yine de; korkudan ya da başka şeyden dolayı sustuk dememenin yoluna...

Ömer Özdurak'ın çocuklar için yazdığı öykü kitabı yayınlandı

Ömer Raman maslahıyla yazan politik tutsak Ömer Özdurak'ın çocuklar için yazdığı öykü kitabı "Dînazorê Biçûk ê Winda Dîno - Küçük Kayıp Dinazor Dino" Ar yayıncılık tarafından Türkçe ve Kürtçe olarak yayınlandı.

İletişim:

ÖMER ÖZDURAK

T TİPİ KAPALI CEZAEVİ

BURHANİYE- BALIKESİR

Tutsak yazar Seyit Oktay'ın yeni romanı çıktı: "Aryen Med Destanı"

"İçimizin ormanlarında kaç türlü canlı yaşar? Kaç ağaç türü vardır? Kaç kanatlı çeşidi? Güneş balkıyan yapraklarda hangi böcekler dolaşır? Dibi toprağın, suyun ve türlü kurtçuğun yatağı olan köklerde, damarlarda akan yaşamı duymak mümkün mü? Çırılçıplak gövdelere dolanmış kabukların hükmü nedir? Ormanlar içlerinde neleri saklar? İçimizdeki ormanlarda ne gizlenir? Farkında mıdır insan içindeki ormanın ya da ormanların?

Suruç Gazisinin hapishanede yazdığı öykü: TAŞKIN

Öğle yemeğinden sonra her zaman ki gibi köşemize çekilmiştik. Sıkılganlıkla kapadığım gözlerimi sese açtım. Bir şey düşmüştü. Önemsemedim ama yeniden uyumak için daha kazla çabalamalıydım. Eskiden , böyle zamanların en güzel yanı düşlerimle başbaşalığım olurdu. Ucunu-bucunu bilemediğim, rengârenk düşlerim. Onlarla yaşadım, koştum, dönüştüm. Şimdi ki ise garip bir duygu, daha önce hissetmediğim. Ölü değilim. Bedenim, zihnim beni doğruluyor .Yüreğimi karartmadım . Fakat , sanki düşlerim terk etti beni, bir başıma kaldım . Birbaşılığımla mutsuzum. Zihnimi bir şeylere odaklamalıyım.

Tutsak yazar Ayhan Kavaktan roman değerlendirmesi: Yüzün Eksik Parçası

YÜZÜN EKSİK PARÇASI HAKKINDA

Ayhan KAVAK

Colm Toibi’nin “Güney” adlı romanında geçer, İrlandaca’da sürgünün anlamı deorai imiş. Deor, gözyaşı anlamına gelirken, deorai ise gözyaşını tanımış kimse demekmiş. Dünya dillerinde böylesi cuk oturan başka tanım var mı bilemem ama kanımca gözyaşını tanımak sürgün trajedisini ancak bu kadar isabetli ifade edebilirdi.

Tutsak çizer ve yazar Serdar Koç'un yeni romanı yayınlandı

Acaba iyi kalpli miydi? Zihninde geçit töreni yapmaya başlayan günahları, onu zangır zangır titretecek kadar çoktu. Serçe yuvalarını bozmuş, sapanıyla kuşların, kedilerin canını yakmış, yumurta çalmış, elalemin bahçesine girmiş, Çeto’nun kafasını kırmış, onların kavaklarını söküp kurutmuş, Deli Seyit’le alay etmiş, bir balona kanıp Cubur’un mektubunu Emoş’a götürmüş, Cedo’yla birlikte Muzo’ya tuzak kurmuş... Film şeridi gibi geçen vukuatların çokluğu karşısında afallamıştı. Belki de yaptıklarından dolayı cezalandırılıyordu. Tüyleri diken diken olmuştu.

Binbir Göz

BİNBİR GÖZ

Zulüm mü?

elbette biliriz

sömürü çarkının

Nasıl? ve ne şekilde döndüğünü

İşkence mi?

Nasıl bilmeyiz ki

Çok iyi sevişiriz

her karış tenimizde izleri var

Anlatmakla bitmez

Tıpkı prometeus misali

Karaciğerimiz her gün

Leşkargaları tarafından didikleniyor

Elbette biliriz

estirilen vahşeti

kesilen parmakları kulakları

Başları ve ??? gözleri

Ölüm mü?

evet evet

çok iyi tanırız

ölüm bize sofra kurmuş

İnan Gök'ün Edirne Hapishanesinde yazdığı şiir:

7 Mart 2018

BİR OLSA

Bir yağmur olsun

Beton görmeden düşsün saçlarıma

Bir rüzgâr essin

Dikenli tel kesmeden şarkısını

Bir ay doğsun

İlk akşamdan görelim

Gece çökmeden, göğe çıkmadan bir dalga vursun

Ömrümüzün kıyısına

Bir yelken açsım

Kızıl ton ufuklara

Bir nehir olsa

yüreğin yüreklere

Sınır tanımadan aksa

rengi neşe yarınlara

Bir soluk olsa

ömrün umuda

Bir yağmur olsan

Mesela

Bağrını açmaz mı kurak topraklar

İbrahim Şahin'in Tekirdağ Hapishanesinde yazdığı şiir

Karanlık Gidip Gelemez

Ölmek gibi değil sınırındayız bu zamanların

ama soluyor rengi hayatın

sokağın kır çiçeklerinin ve kelebeklerin

vardı, bu günler de yolculuk hesabında

acıdan zehirlenerek, yaşamaya yürürken

anılar yerine umut tozlanamaz

bu karanlık bu meydandan sağ çıkamaz

 

yalan gecenin tatlı rüyası saraylarda

en sahicileri şafaklarda tükendi

yırtıldı maskeleri bozuldu hayalleri

hakikati giyinenler kaldık baharda

yangın denli günler bastırdığında

Politik tutsak Cevdet Gündemir romanı hakkında

Dört Duvarı Aşan Bir Roman: Kerempe'de Bir Yaşam

Uzunca bir süre hapishanede tutsaklık yaşamış bir dostum, hapishanede düşüncelerin ve duyguların derinleştiğini söylemişti. Sanırım mahpus yazarların da eserlerinin derinliği buradan geliyor. Son okuduğum mahpus yazar Cevdet Gündemir’in Sancı Yayınları’ndan çıkan ilk romanı Kerempe’de Bir Yaşam isimli kitabı okunmaya değer.

Politik Tutsaklar A. Selam Baran ile İsmet Taş’ın kitapları yayınlandı

Aryen Yayınları’ndan 2 yeni öykü kitabı raflardaki yerini aldı. Kürtçe ve Türkçe olan öyküler, bu topraklardaki insanların yaşamlarına eğiliyor.

Aryen Yayınları tarafından 2 yeni öykü kitabı okuyucularla buluştu. A. Selam Baran’ın “Kaniya Xezalan” ile İsmet Taş’ın “Yaşamın Kıyısından Umuda” isimli kitapları raflardaki yerini aldı. 

 

YAŞAMIN KIYISINDAN UMUDA

 

"Hapishaneden Sevgiliye Mektuplar"

Füsun Erdoğan 7 yıl 8 ay boyunca vaktinin önemli bir kısmını yazmaya adadı; ve mektuplar yoluyla mesleğinden, düşüncelerinden ve sevdiklerinden kopmadı.

Haluk Kalafat İstanbul - BİA Haber Merkezi 19 Ocak 2018

***

Düşünmekten ve düşündüklerini söylemekten imtina etmeyen bir insanı hapse atabilirsiniz ama düşünmesini ve üretmesini engelleyemezsiniz. Mapushane yazıları, edebiyatı ve "görülmüştür" damgalı mektuplar bunun örneğidir.

Duvardaki Şahmeran

DUVARDAKİ ŞAHMARAN

Seyit Oktay

Yüzü güzel bir kadına benzyen, gövdesi yılan derili, onlarca yılanbaşlı ayağıyla amcamın evinin duvarında asılıydı. Anlamını ve ne olduğunu bilmeden hayranlıkla izlerdim bu resmi.

Adını büyüyünce öğrendim: Şahmaran!

Teldeki Güvercin - Eller ve Kanatlar

          Bir güz günü Ağrı Dağı’nın doruklarından esen dondurucu yel, ısıtmayan güneşle birlikte Ramazan’ın yüzünü yalarken henüz uyanmıştı seherin tatlı uykusundan gözleri yarı kapalı, anasının zoruyla çıktı avludaki çeşmeye, buz gibi suyu vurunca yüzüne artık uyanmayan hücreleri kalmamıştı. Gözleri iri iri açılmış, Diyadin’e bağlı küçük köylerinden yükselen hayvan sesleri kulağına dolmuştu.

Ay Portakalı ve Ümran Düşünsel

Hapishanelere yeni yayınlanan kitaplarından yüzlerce yollayan duyarlı yazarlardan Ümran Düşünsel'in öykü kitabı hakkında tutsak doktor Ayhan Kavak'ın yazdığı değerlendirme yazısını paylaşıyoruz.

Ayhan Kavak

AY PORTAKALI

“Kırık patika “ öykü kitabıyla edebiyat dünyasına giriş yaptığım Ümran Düşünsel’in yeni verimi olan “Ay Portakalı“ Mayıs 2017 tarihinde Ütopya Yayınlarından çıktı. Kapak tasarımında sayfa düzenine kadar itinayla kotarılan bir ese var karşımızda.

Tutsak Doktordan Bir şiir: KENTLER

KENTLER

Sana ne demek bilemem

 Bana tükenmiş soluk

 Üstüme üstüme yığılan

Çirkin duvarları anlatır kentler…

Sanrı belleme sakın

Boy veren garabette belli mi ola

Ölüm kapaksız logarda pusuda

Ah düştü düşer!

Kendi pisliğinde boğulur insan.

Hani betonun erişmediği doğa korunaklığında

Öter ya cırcır böceği

Gamsızlıktaki ötüş geceye nazire

Deruni bakışla kaldırıp da başını semaya

Lȃl olur dil

Zamansızlıkta ışıltılı yıldız raksı

İşte o ȃn benliğin evren.